Yokluğunda
Türküler tüttürürdüm sana
Anadolu yaylalarından,
Yalın kırlardan, gelincik tarlalarından
Haykırdım, dağlara vadilere
Böyle mi dinmeliydi
Kavruk yüreğimin fırtınası.
Böyle mi olmalıydı yokluğunun özlemi.
Sonsuzluğun sıcak serabına sarıldım
Soluksuz özlemlerinin,
Göğün mavisini indirdim,sarmaladım
Gözlerini özledim yokluğunda ben
Seni özledim.
Belki gelirsin diye
Beyaz güller bezedim
Sardım düşsüz gecelerime,
Ebem kuşağına iliştirdim dikenli avuçlarımla.
Aşkın sonsuz kapılarını aralayan
Bahar ırmaklarını çağırdım,
Aktım okyanuslara
Hummalı sevdalarla.
Gitme demiştim sana
Gittin,
Benden usulca gidişini özledim
Gülüşünü,
Çok sevmiştim seni,
Oysa çok sevmiştim
Koynumdaki ulu bir çınara sarılarak.
Göğsümün kabuk bağlayan yalnızlığında
İçime boşalan şimdi sinsi bir zehir var
İncittiğim şarap kızılı bulutlar
Çalkalanıp duruyor düştüğüm kör kuyularda
Yüreğimi yakıyor
Yokluğunun yaraları acıtıyor beni
Sensizliğin özlemi durmadan...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder