28 Ağustos 2020 Cuma

Bağ bozumu hüzünleri


Hercai sessizlikler içindeyim geceye sığmıyor sevdam 
Bir hüzün sarmalıyor yüreğimi  
Bir kaygı sarmaşıklıyor gökyüzünün derinliklerinde bulutlar   
Avuçlar dolusu kuru yaprak Eylül kokusu soluyor odama  
Bir yağmura yakalamıyorum, düşlerim sırılsıklam. 

Vazgeçerek düşlerimizden kıraç topraklara doğru  
Nasılda karışıyoruz bağ bozumu akşamlarına, sağanaklara karışarak.  

Azar azar yırtıyoruz ilk yazların aşk kokulu, parçalı bulutlu öykülerini  
Avuçlarımıza yığıp durduyoruz başımız döne döne ekşi nar tanelerini  
Yudum yudum kızıl kadehlerinden içiyoruz
Bağ bozumu güz yapraklarının örttüğü gölgelere uzanarak. 

Şafağı iki kaya arasından pusuya düşürüyor 
Adım adım boşluğa düşüyor ellerimiz dokunduğumuz her yerde.  

Yüreğimin dışına taşan, esen hüzünlü bir rüzgar var şimdi,
Ah işte aniden böyle mi gelir yoğun duygular altında sonbahar ?

Eylül'le koyulaşıyor geceler yıldızlar ayaza gömülerek
Her gece balkondan sızarken ay
O incecik cilveli dokunuşlar sızmaz artık tenimize

Rüzgarların toprağa düşürdüğü tohum kalır sadece geriye
Bir sonraki bahara çiçek açmak için ağaçlar ve bahçeler...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder