Hercai sessizlikler içindeyim geceye sığmıyor sevdam
Bir hüzün sarmalıyor yüreğimi
Bir kaygı sarmaşıklıyor gökyüzünün derinliklerinde bulutlar
Avuçlar dolusu kuru yaprak Eylül kokusu soluyor odama
Bir yağmura yakalamıyorum, düşlerim sırılsıklam.
Vazgeçerek düşlerimizden kıraç topraklara doğru
Nasılda karışıyoruz bağ bozumu akşamlarına, sağanaklara karışarak.
Azar azar yırtıyoruz ilk yazların aşk kokulu, parçalı bulutlu öykülerini
Avuçlarımıza yığıp durduyoruz başımız döne döne ekşi nar tanelerini
Yudum yudum kızıl kadehlerinden içiyoruz
Bağ bozumu güz yapraklarının örttüğü gölgelere uzanarak.
Şafağı iki kaya arasından pusuya düşürüyor
Adım adım boşluğa düşüyor ellerimiz dokunduğumuz her yerde.
Yüreğimin dışına taşan, esen hüzünlü bir rüzgar var şimdi,
Ah işte aniden böyle mi gelir yoğun duygular altında sonbahar ?
Eylül'le koyulaşıyor geceler yıldızlar ayaza gömülerek
Her gece balkondan sızarken ay
O incecik cilveli dokunuşlar sızmaz artık tenimize
Rüzgarların toprağa düşürdüğü tohum kalır sadece geriye
Bir sonraki bahara çiçek açmak için ağaçlar ve bahçeler...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder