Uzaklarda nicedir suskun duran bir kemancı
Sahilin bir yerinde geceyi yırtıyor, uykusuzluk nöbetinden kaçmış,
Gözümü yumup birazcık dinlemek istiyorum, uğultular içinde elim böğrümde
Çoğullanan acılarla tutuşan yüreğimle.
Eski tanıdık bir şarkıydı, susarak dinlediğim
Bende kar yangınları, sende göç hazırlığı
Gri bir su rengine dönüşüverdi birden deniz, dolunay geceye yaklaştığı zaman,
Aşka uzanmalarda ayrıksı bir kaçışa karışmaktayken hüzün.
Dilimden sessizce akın ediyor şiirler, masalı bozulmadan
Çağırıyor beni, yitirilmeden bazı renkler geceye
Durmaksızın üstüme örtülen bir yıldız örtüsü
Mırıldanmaları kırmızıya boyayan bir gökyüzü
Nasılda köpürüyor suları, uzaklığın ardına saklanan ayı görünce deniz.
Gölgelerini siliyorum içimden şimdi, koparıyorum sarmaşıklarını köklerinden sevdaların
Saklı bahçelerin çiçeklerini topluyorum, mavi suların, mavi göklerin buluştuğu yerde,
Son fısıldayışlarını dinliyorum martıların, veda şarkılarından kaçırılmış
Koyu mavilerden ve dağlanmış aşkların dokunuşlarından.
Maviyi kusuyor şafak yavaş yavaş, zifiri karanlığın içinden sıyrılarak
Demir atıyor durmadan, durmadan buz kesen avuçlarıma
Çakılıp kalıyorum olduğum yere, üstümde gök, önümde sonsuzluk
Bir suskunluk kanayıp duruyor, işte dilimin en ucunda.
Uğultular içinde yol alıyor hırçın deniz suları
Yığıp duruyor bütün sessizlikleri, şu kıyıya
Ay ve yıldızlar uykuya çekilmiş...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder