Üstüme kapanan gecenin karanlığı korkutmuyor beni artık
Paslı kafesler içinde boğuştuğum bir hüzün dolanıp duruyor ruhumda
Silinmeyen acıların adını yazmışım yüreğime, kazımışım göğsüme,
Derin bir kuyunun içinde büyüdüm, karanlık ve susuz
Kimi gün güne hasret çırpınıp durdum demirli pencerelerde.
İçimde kırılmış bir yaşamın izleri var
Yüreğimde yankılanan kayıp bir ezginin nefesi var
Haykırışları duyulan göğsüme inen ağrıların acıları var
Çaresizliğimin güneşe açılan dar kapılardan taş kesilen sızıları var
Bitek dikenler sarmıştı her yanını yaz bahçelerinin
Umudun tükendiği bir mevsimde kanat çırpıyordu, kanadı yaralı kuşlar,
Bir bir soluyor çiçekleri yüreğimin, kırmızı gülleri,
İçimin hangi kuyusunda boğuldu umutlarım, bilmiyorum
Oysa ki uzatmıştım elimi yeniden göğe, gücüm yetmedi
Bulutlar arasında bir serap gibi görünüyordu güneşin gözleri.
İnce uçlu kızgın iğnelerle dağlanıyor onca yıllık ömrüm
Uzak artık bana gökyüzünün mavi derinliklerine karışmak,
Göç mevsimi de değildi oysaki
Dolup dolup boşalmaya başladı içimden zaman...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder