Şafağın uykusundan nazlı bir sabah uyanıyor avuçlarımda
Dudaklarım yanıyor sanki gül alevinden kaçırılmış
Yanaklarıma düşüyor gölgesi aşkın
Uzanıp duruyor şimdi saksılarda begonviller
Okşuyorum incitmeden yapraklarını, alevden tomurcuklarını.
Yüreğimdeki yağmurlarla bir ırmağa akan
İçimde yeşeren kırmızı gülleri topluyorum
Rüzgara savrulan kızıl tomurcuklarını,
Yağmurun yağmadığı çöllerde, kana kana suyunu içtiğim pınarın
Nazlı çiçeklerini topluyorum baharın.
Gül gibi güneş oldun, ufukta beliriverdin birden
Ansızın çıkıp geldin bütün engellere rağmen
Uçup geldin bir kuş gibi
Bir sonsuz mavi çizip yüreğime
İçimdeki yaraları kanatarak geldin
Alev alev yeniden tomurcuklanan aşkın.
Ve.....
Rüzgarların uğultusuna karışıp kaybolup gidiverdin yeniden
Beyaz papatyalarla sarılmış yüreğimden birden,
Zemheriden bir çığ çarpıyor usumun gergefine şimdi
Ateşler düşüyor, alevden tomurcukları patlıyor içimin
Utangaç bir mavi süzülüyor gözlerinden, yanağına süzülen
Hafiften bir rüzgar, bir şarkı düşüyor dudaklarıma
Bir yangının külünü yeniden yakıp gittin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder