13 Ekim 2020 Salı

İste böyle bir asktı benimkisi



Ellerinin kokusunu hatırlatıyor bana bu begonyalar  

Gözlerinin derinliğini, yüreğinin inceliğini  

Gelincikler gibi dudak uçlarında kırmızı bir iz  

Gökyüzü gibi apak mavi, güz dalları gibi narin  

Bir bulut gibi yumuşak dokunuşlarını hatırlatıyor.  


Yükle yüreğime gülüşünün mor hayallerini, bekletme beni, 

Ben hep böyle sevdalandım, hep böyle gömdüm uykularıma seni

Sökün ediyor sevda yeni baştan, tükendi yüreğimdeki sancılar 

Koynuna sığınıyorum, bir gökçe ormanının derinliklerinde. 


Gece yarısında, eski yağmurlar şarkı söylüyorlar pencerelere vurarak,

Bizi gözetleyen ateş böcekleri hala aşktan söz ediyorlar bak,

Mavi sulara düşerek gölgesi, halka halka dağılıyor ortaya çıktığında ay

Son sürgünün ucundan nasılda arzuluyor aşkı yıldızlar. 


Yazdığım her şiire senden birşeyler dolduruyorum

Gözlerini, dokunuşlarını, nazlanışlarını

Gölgenle didişip duruyorum perdeyi aralayıp aralayıp geceler boyu

Çoktan doldurmuş yükünü bulutlar, maviyi uykuya yatırarak. 


Gün ışığı daha sevimli vurmaya başlıyor anlıma, anlıma

Taşıyor geceden sabaha kalan şarkıları

Büyüleyici derinliğine aşkın, sarılışları içinde

Öksüz bulutların, kuytu sevdaların son tanrıçası gibi. 


Sana söylediğim şarkılar eskir, dolandıkça dilime azar azar

Damağımda bir burukluk, bir kuruluk başlar

Damarlarımda şarap rengi bir aşk filizlenir

Lavanta tarlalarında dikbaşlı papatyalar gibi

Bir kaybolup, bir görünen firari bir bulut gibi

Hep sen varsın bu düşün içinde, hep sen. 


Yine vuruyor sol yanıma bir tokmak, göğsümle yürek arasında

Kalbim kapalı kutu, en kuytu yerinde yaşıyorsun

Şu kızıl ufuğa bir bak, çizilen resimler hep aynı

Üstünü örtüyor ay sevdalı gülümsemelerin, aşkı küstürmeden.  


İlk ayılışı bu tutkunun çırılçıplak uykulardan

Dilimde kaldı bir sarı sıcağa sarılıp söyleyemediklerim,

Yürüyorum şimdi sarhoş ıslıklarımla, uyuştura uyuştura geceyi,

Biraz delice özleyiş, biraz ayrıksı sevdalardı

İşte böyle bir aşktı oysa benimkisi...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder