14 Ekim 2020 Çarşamba

Güz sarmalı



Burada yaz tükendi artık, dalında kurudu kızılcıklar  

Grileşti bu sabah her şey sen yoksun diye, 

Soluğum esiyor soğuk soğuk, dudağım buz kesiyor   

Buzlu bir gövdeye çarpıyor buğulanıp, serin rüzgarlara karışarak.  


Hüzünlü bir sis bulutu serpili uykularım  

Acıya bırakıp gitti beni sevdalı masallar  

Kimisi çıkıp gitti, kimisi öldü gitti

Kendi gölgelerini düşürerek yüreğimin büklümlerine. 


Bir tek derdim bu değil benim 

Kaç şafak küstürmüşüm meğer, takmamışım hayıflanmalarına

Kim bilir Ekim bana iyi gelir diye düşünmüşüm,

Ihlamur kokulu akşamların birinde

Ellerim uzanamaz, dokunamaz oldu yıldızlara

Avunamaz oldu, o artık bildik sevdalar. 


Güz rüzgarları esiyor şimdi

Hüzünde senden kalan bir anı işte.  


Ben her gidişinde kendimi kaybettim ıssızlıklarda

Sakladım binlerce kez nefesimi, orada bulurum seni diye

Kimseyle paylaşmadım çektiğim yalnızlıkları

Alışamadım bir türlü belki bir gece gelirsin diye

Bir aşk şarkısının nağmelerine sarılarak. 


Akıp gidiyor kızıl bir güneş, gölgesini düşürerek denize

Durmadan körüklüyor kadehleri, oynayarak gecenin ayarlarıyla,

Sol yanıma konduğun günden beri, hep aynı kokun duruyor.  


Sen uzaklarda öyle duruyorsun

Bense içime gömülüyorum, içime gömüyorum seni,

Bilmiyordum başka yönlerin yolcuları olacağımızı

Tükendi birden zaman, şimdi vapur düdükleri siliyor anılarımızı...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder