Burada yaz tükendi artık, dalında kurudu kızılcıklar
Grileşti bu sabah her şey sen yoksun diye,
Soluğum esiyor soğuk soğuk, dudağım buz kesiyor
Buzlu bir gövdeye çarpıyor buğulanıp, serin rüzgarlara karışarak.
Hüzünlü bir sis bulutu serpili uykularım
Acıya bırakıp gitti beni sevdalı masallar
Kimisi çıkıp gitti, kimisi öldü gitti
Kendi gölgelerini düşürerek yüreğimin büklümlerine.
Bir tek derdim bu değil benim
Kaç şafak küstürmüşüm meğer, takmamışım hayıflanmalarına
Kim bilir Ekim bana iyi gelir diye düşünmüşüm,
Ihlamur kokulu akşamların birinde
Ellerim uzanamaz, dokunamaz oldu yıldızlara
Avunamaz oldu, o artık bildik sevdalar.
Güz rüzgarları esiyor şimdi
Hüzünde senden kalan bir anı işte.
Ben her gidişinde kendimi kaybettim ıssızlıklarda
Sakladım binlerce kez nefesimi, orada bulurum seni diye
Kimseyle paylaşmadım çektiğim yalnızlıkları
Alışamadım bir türlü belki bir gece gelirsin diye
Bir aşk şarkısının nağmelerine sarılarak.
Akıp gidiyor kızıl bir güneş, gölgesini düşürerek denize
Durmadan körüklüyor kadehleri, oynayarak gecenin ayarlarıyla,
Sol yanıma konduğun günden beri, hep aynı kokun duruyor.
Sen uzaklarda öyle duruyorsun
Bense içime gömülüyorum, içime gömüyorum seni,
Bilmiyordum başka yönlerin yolcuları olacağımızı
Tükendi birden zaman, şimdi vapur düdükleri siliyor anılarımızı...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder