7 Ekim 2020 Çarşamba

Eskimis uykular



Eski bir uykudan uyanmış gibi soluğum donuk  

Karışık, saçılmış bir hüzün demeti  

Üşümüş dudaklarım, gece fırtınalarından pencerelerden sızan, 

Gecenin yırtılma saatleri  

Kimlerin yarını eziliyor şimdi düşler arasında örselenen.  


Birazdan gün çürür  

Geçmiş çıkar bir düşün ardından, ellerimden tutarak ellerim

Yokmuşuz sayıp gideceğiz günleri, kaşla göz arasında

Sarı kırıntılar halinde, umarsızlığın şiirlerini yazarak bir gün

Düşler meyhanesinin arka duvarlarına. 


Hep aynı dünsün, bir daha, bir daha gelir misin bugüne yine

O mavinin altında kristalleşen bir göz olur musun, telaşlı renklere ayrılan

Çentik atar mısın zamana, kulaç kulaç varmak için yarına

Sürüp gider misin suskun düşlerine, yeniden koyulmak için aşka. 


Kavruluyor içimdeki ürpertiler

İçimde dalgalı sıcak bir okyanusa,

Bilmiyorum ne yana savrulacağımı,

Çoktan unuttum uykuları oysa, geçmiş yığılmış köpükler yığını bir deniz. 


Dudaklarım titriyor duyguları hiç olmadık nedenlerle

Üfürüyorum aynalara  düşlerimi, göğe yükselen nefesimle,

Kolay değil karabasanlarla uğraşmak

Ter basmış her tarafımı, su yüzüne çıkmışım haberim dahi yok. 


Bir kum tanesiyim ben, yüreğim koca bir volkan

Geceyi silip süpürüyor, bir sürü fidanı yerinden edip,

Duvarlar karardı, gölgeler birbirine girdi, kayıplara karıştı uykularım

Gülümsemek eski maskeydi oysa düşlerimde. 


Acelesi yok belki dönersin eskimiş uykularıma

Senden sonra nasıl olsa geri gelmeyecek, geceye düşen düşlerim

Tek senin adımlarının izleri kalacak, içimin çorak topraklarında yalnız...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder