Eski bir uykudan uyanmış gibi soluğum donuk
Karışık, saçılmış bir hüzün demeti
Üşümüş dudaklarım, gece fırtınalarından pencerelerden sızan,
Gecenin yırtılma saatleri
Kimlerin yarını eziliyor şimdi düşler arasında örselenen.
Birazdan gün çürür
Geçmiş çıkar bir düşün ardından, ellerimden tutarak ellerim
Yokmuşuz sayıp gideceğiz günleri, kaşla göz arasında
Sarı kırıntılar halinde, umarsızlığın şiirlerini yazarak bir gün
Düşler meyhanesinin arka duvarlarına.
Hep aynı dünsün, bir daha, bir daha gelir misin bugüne yine
O mavinin altında kristalleşen bir göz olur musun, telaşlı renklere ayrılan
Çentik atar mısın zamana, kulaç kulaç varmak için yarına
Sürüp gider misin suskun düşlerine, yeniden koyulmak için aşka.
Kavruluyor içimdeki ürpertiler
İçimde dalgalı sıcak bir okyanusa,
Bilmiyorum ne yana savrulacağımı,
Çoktan unuttum uykuları oysa, geçmiş yığılmış köpükler yığını bir deniz.
Dudaklarım titriyor duyguları hiç olmadık nedenlerle
Üfürüyorum aynalara düşlerimi, göğe yükselen nefesimle,
Kolay değil karabasanlarla uğraşmak
Ter basmış her tarafımı, su yüzüne çıkmışım haberim dahi yok.
Bir kum tanesiyim ben, yüreğim koca bir volkan
Geceyi silip süpürüyor, bir sürü fidanı yerinden edip,
Duvarlar karardı, gölgeler birbirine girdi, kayıplara karıştı uykularım
Gülümsemek eski maskeydi oysa düşlerimde.
Acelesi yok belki dönersin eskimiş uykularıma
Senden sonra nasıl olsa geri gelmeyecek, geceye düşen düşlerim
Tek senin adımlarının izleri kalacak, içimin çorak topraklarında yalnız...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder