Bu şehrin kalabalık sokaklarında
Beklediğim hiçbir durak kalmadı
Neyi erken yaşadıysam, geç kaldın hep bana
Acılara tutunarak yaşadım sen yoksun
Artık gel,
Gel, hep seni bekliyor papatyalar
Erkenci tohumları açtı çiçeklerin,
Hiç bir şeyden bahsetmesek
Yeniden başlarız belki kaldığımız yerden
Özledim seni desem, gelir misin?
Hadi gel.
Giderken rüzgara bıraktığın
Bir saksı duruyor karşı balkonda
Üşümüş körpe yaprakları papatyaların
Kokun siniyor gül tomurcuklarına, boynunu bükmüş,
Alnıma dokunuyor kırılgan bir rüzgar
Kayboluyorum, yoksun sen, savruluşlar içinde
Hadi gel,
Üşümüş baharlar bırakma bana.
Seni başka mevsimlerden, baharlardan aşırıp
Çoğaltmıştım seni oysa yüreğimde
İnce ince serpilişlerle başka bahçelerden,
Gönül bahçemde, taptaze güller hala
Nasıl büyülenirim, nasıl uzanır ellerim onlara
Kıyamam dokunamam,
Nasıl bir geziniş nasıl öyle
Dokurum yudum yudum bahara özenle içine
Sönerse kahrolurum bu çiçekler
Hadi gel,
Üşümüş baharlar bırakma bana.
Kırlangıçlar sus pus, yorgun sabah uykularında
Solup gider mi sevdalar yarım kalaraktan öyle,
Öteki yanımda kaçıncı, kaçıncı susuşum bilmiyorum
Bir yürek vardı tam şuramda sana ait
Mor düşler içinde hep sen
Aldığım verdiğim her nefeste hep sen,
Başka türlü anlatamıyorum sana
Gel istersen sen gör ne halde olduğumu,
Uzak bahçelerden toplanan kuşlar tanık buna
Şiirlerim yarım kaldı
Kayboluş ateşlerinin üstüne düştüm, dondum
Renkler şaşkın,
Kurumuş yapraklarını toplayacak birazdan sarmaşıklar
Acı badem kokusu gibi, buz gibi toprak,
Bana bir tutam bahar lazım, su olup akmak istediğim.
Hadi gel uykularıma, saçlarını dökerek omuzlarına
Serin rüzgarlarla,
Dolunayın doğma zamanı gel
Kuşlar ve çiçeklerle gel
Gecikmeden,
Saksılar boş kalmadan pencerelerde
Ellerinde papatyalarla gel
Üşümüş baharlar bırakma bana,
Hadi gel...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder