17 Nisan 2021 Cumartesi

Topragın Sancısı II















Şurada  büzülüp üşümekte papatyalar  

Renk dalgaları tükenmekte, vurgun yemekte toprak  

Çekmekteyiz soluğunu ciğerlerimize, içimizi yakarcasına  

Gölgeler yok, rüzgarlar yetersiz serinlemeye. 


O güzelim yüzeyin derinlikleri parça parça yorgun  

Diş biliyor, isyandadır toprak  

Bozkırlarda karabasanlar, 

Dalında kararmaya başladı meyveler

Bulaştırıyor dudaklarımıza lekeli mayhoş tatları

Neden yaralıdır yüreğimiz, neden tüm renklerimiz beneklidir?


Çıkmazlarda tutunmaya çalışmaktayız

Nasılda mıhlanıyor birbirine anlamsızlıklar

Sızlar içimizdeki titremeler, anlatamam

Gökyüzü olmalıydık oysa, gökyüzü kadar saydam. 


Neden böyle olduğumuzu sormayacak mısın

Neden geride bıraktığımız denizi yitirdik,

Soluk soluğa tutuşuyor utangaç kıyıların dalgaları 

Bizi yakan onu da eritiyor

Suları simsiyah, yalpalayıp durmakta

Alıp götürmüş oda mavi dalgalı ruhunu. 


O kadar çok ölüyoruz ki o kadar çok

Her keresinde aynı eksik yanımız

Geri dönüşü olur mu bıçak sırtı avuntularla

Papatyanın halinden belli değil mi, solmuş orda bir yerde

Toprağın sancısıdır oysa bu gördüğümüz. 


Adım adım yürüdük, koştuğumuzu sandık oysa

Cümleler kurduk, toprağa anlatamadık derdimizi 

Yada görmezden geldik bizden gidenleri,

Yavaş yavaş çürüyen

Fark edemedik açtığını sandığımız çiçekleri. 


Hissedemiyorsun yağmurun kokusunu

Toprağın kokusunu içine çekemiyorsun

İşte menekşeler, işte kırlangıçlar yok artık

Oysa kimseler görmemişti ki gidişlerini,

Omuzlarına hangi göçü sırtlamış ki kuşlar

Akşamın incelen sularında

Nereye taşır kanatları onları,

Hangi ufku gücendirdik ki, çığlıklarını duyamadık,

Bilemezsin çare değil ki üzülmek

Veda edenin sen sanmadıkça.  


Bir gün bu yağmurlarda kesilecek

Bir sevgi dolmayacak kalbine, anladım

Sular çekilecek sonsuza, içimizden,

Suları çekilecek, zerreye dönecek

Sancı doğuracak

Sesi soluğu çıkmaz olacak toprağın...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder