21 Nisan 2021 Çarşamba

El Yapımı Ruhlar



Çıkıp gelirler birden eski barbar uykulardan uyanarak  

Zifiri karanlıklardan, güneşi balçığa sıvayarak  

Sökün ederek, gelirler gökyüzünden mavileri sökerek  

Yürekleri kin ve öfke dolu yüzleri gülümseyerek. 


Suskunluğun çöldeki düşüdürler, bir serap çizerler us'umuza, 

Bir bahar var önümüzde, arkamızda zebaniler  

Tüm yaprakları sarıya boyar, el yapımı bu ruhlar  

Lebaleb her türlü günahlarla birlikte gelirler  

Cehennemi hep kendileri harlayarak

Lebaleb kalabalıklarla sırıtarak bu iblisler. 


Öfke fırtınalarında tarandı saçlarımız

Yerli yersiz bu şımarık fısıltılarla, yeniden kanar kapanmış yaralarımız,

Bir uyansaydık, yakalayabilseydik baharı

Cılız bir tohum gibi kaldık, farkına varamadık

Söküp aldığımız başaklar, bizdeki ruh o ruh değildi oysa ki. 

Çayımız acı, dilimiz acı, acı gülümsemelerimiz. 


Fildişi kuleler kurmuş, hep ötelerden bakarlar

Her aynaya baktıklarında,

Maskesini kendisi sanır bu yüzler. 


Ruhumuzun en ücra koynunda yorgun düştü zamanlar

Her yerde görünmez perdeler var

Dökülüp gitmekte mevsimler avuçlarımızdan,

Hep geç kaldık, nedenini sormuyoruz kendi kendimize 

Bildiğimizi sandıklarımız var sadece,

Bak, bahçeler boş, salıncaklar boş,

Sokaklar boş, çocuklar çekilmiş evlerimize

El yapımı ruhlar gezinmekte yine

Lebaleb kalabalıklarda, yine sırıtarak şehirlerimizde. 


Her şeye rağmen

İlmik ilmik sökülmekte bu el yapımı ruhlar

Bir zerre kadar sevmek düşmez bizim payımıza

Kelimeler cılız, kelimeler aciz, havanda su dövüyorlar

Yeter ki inanın, inanın yüreğinize

Yavaş yavaş gidiyorlar...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder