Bir şeyler söylemek istemiştim sana
Neden düştük kalbimizdeki bu tuzağa
Neden söyleyemiyoruz rüzgarlara karşı
Haykırarak şarkılarımızı.
Bekliyorduk aslında biz bu fırtınaları
Islak ıslak geldi önce yağmurlar,
Kentin kıyılarına, kucağına ve kuytu sokaklarına
Sular sel olup akar oldu yürekler dondu,
Göçmen kuşlara baktım
Zamansız göçen kuşlara
Bir anlam veremedim gidişlerine,
Geçmiş yazlardan arta kalan
Maviydi oysaki düşlerimiz,
Bazen bir gülüştü pencerelerden
Bazen güneş olup bir ışıktı bizimkisi
Gökyüzünde parlayan.
Heryerde üzerimizde gezinen gölgeler
Kör bıçaklar bileniyor
Yüreğimizi yakarcasına
Acıya banarcasına ekmeği
Kanatırcasına kalbimizi.
Kökünden sökülüyor asırlık çınarlar
Öğütüp duruyor bir değirmen gibi
Gitgide ufalıyor zaman.
Mesele kurumak değil bir yaprak gibi
Nereye savursam küllerini bilemiyorum
Hangi rüzgara savursam ufalanmış sevgileri,
Yanardağlar gibi olmuş yüreklerimiz
Volkanların soluğu gibi
Kış ayazı bile üşütmüyor artık bizi.
Uykulara sızan yasak öpüşmelerin
Kapkaranlık bir deniz kıyısına sığınıyor gölgeleri
Alıp götürüyor gizemli okyanuslara
Yüreğimizde beslediğimiz o masum sevgileri.
Çok şey istememiştim hiç kimseden
Gecekondu, penceresiz evlerde sabahlamaktı
Geceler boyu kimi zaman,
Eski bir sevdaydı benimkisi
Katışmak gibi yaşama
Söndürmeden umutlarımızı
Maviydi oysa düşlerimizde çiçeklenen...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder