17 Aralık 2020 Perşembe

Bir sehir bir adam



Ötelerde batan güneş alev alev  

Akşamın kızıllığı çöküyor, 

Bu kentte yalnız bir adam  

Elleri cebinde, telaşlı kalabalıklar arasında  

Geceye karışan. 


Küf kokusu sinen sokaklarda yıllardır  

Loş ışıkların içinde sessizce boynu bükük  

Unutulan geçmişin çıplak düşleri

Bir yangı, sanıldığından daha fazla göğsünde

Çözülemeyen düğümler

İstifleyip duruyor ağrıları yüreğinde. 


Yaşamın gizleri de yüklendi omuzlarına, en ağırından

Bitip tükenmeyen kararsızlıklar

İri yağmurların ortasında

Kırık, dalgalı denizler gibi

Vurgun yiyor, sahte gülücüklerden. 


Eğreti duruyor bu şehirde

Dibini yoksul bırakarak sevdaların. 


Ötelerden gelen bir acının feryadı işler içine

Habis bir ur,

Şafak yangınlarından geliyor bir avuç hüzünle

Kayboluyor kimliksiz, kopup zamandan

Başka ırmaklara katılıyor

Bir türlü bu şehre ısınamadan. 


Bir karayel peydahlanır, kuzeyden gelen

Dağ yelleri sanki yüreği

Dur durak bilmeden,

Nereye gideceğini bilmediği

Bir rota çiziyor kendi kendine

Çoğalmaya duruyor, hep aynı sorular

Hiç ile başlıyor, hiç ile bitiyor cevaplar

Hiç bir şey kalmıyor belleğinde

Yarıda kalır, bırakıp gider umutlar...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder