Uzaklardan bir sessizlik içinde dokunuyorum hayaline
Birden şakıyor gizlerden boşluğun içinde sesin
Gökyüzünün en dibinde, sevdalı ezgilerde nefesin.
Yüreğimizde eski zamanların küflü masalları
Uzaklara yaklaşıyor durmadan, gecelerden habersiz
Sen ötelerde süzülüp duruyorsun, ben rüzgarlarda savrulan, sessiz
Yıldızlar susuyordu
Ay takılıp kalmıştı oysa bulutlara,
Çırpınıp duruyordu, kurtulamadı çaresiz.
Sayısız gerçeklerin ucunu mu kaçırdım, bilemedim
Bir mahzenin içinde tek tadımlık şarap gibi
Siyaha batırıp çıkarıyorum yüreğimi her defasında,
Seni titrerken buldum güneşin gölgesinde farkında mısın bilmem
Pencerelerden bakıyordum, koynuna alıyordun bulutları neden ?
Ah bir görmeliydiniz
Deniz küsmüştü maviye, çünkü bulanıktı sular
Gri bir hüzün mayalanmıştı içinde,
Çığlık çığlığa derinlerden duyulan
Sarı şarkılar söylüyordu martılar
Ama sen, ama sen yine mavi kokuyordun uzaklardan
Gelincik kızılı çiçekler derledim yanakların gibi kırmızı
Gülüyordun yine, birlikte öptük şarkılarımızı
Gece fırtınalarının pencerelerinden yine baktım sana
Geçmişe yığılmış yüreğinin, ebruli masalların anıları doluyordu kucağına.
Dünümüzün günahları fısıldamakta uykulara
Öylece duruyor dudağımdan öptüğün, o tat hala
Nasıl bir köksün sen
Dilim tutukluk yapıyor, içimde çoğalıyor arzular bir daha.
Zaman gün gün azalıyor, tuzak kuruyor bize evren,
Boşuna dönüp duruyor saatlerin akrep ve yelkovanları
Dibinde tutukluk yapıyor, köstekli bir saat gibi yüreğim
Bir fırtınanın içinden kaçıp ötelerde yakalanan.
Hiç bir rüzgar ferahlatmaz yüreğimdeki bu arzuyu
Büyük bir suskunluk kanar durur içimde
Acılar durmadan demir atar ruhuma
Yitirir bazı renkler rengini, güz kaçkını kuşlar gibi
Oysa her biri kendi rengiyle yamanırdı,
Her mevsimin çiçekleri.
Daracık bir gökyüzü
Nice dingin ırmaklar gördüm bir zamanlar
İlk yaza çıkan, hasarlı bulutlar arasından
Eksiltili bir denizin en kuytu yerine akan
Yine de fısıldar kulağımıza, oyalar durur bizi
O Ebruli masallar...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder