Gelincikler çiziyorum yalnızlıklara
Kirpiklerinden süzülen yaşlarla besleyerek
Bütün rengini yitiriyor renkler birden
Boyanmadan.
Sesin tenime değiyor uzaklardan
Biraz öfkeli, biraz mağrur
Sessizce soluyor, içine çekiliyor yüreğim
En çorak yerine gömülüyor toprağın
Yaşamadan.
Aynı kalem, aynı kağıt, aynı sözler
Hep paslı ellerimde
Biraz daha beli büküldü şiirlerimin
Yok olup gidiyor imgeler, savrularak
Yazmadan.
Sonu gelmeyen bir akşamın içinde
Dudağım ateşten kavruluyor
Dilim damağın taş kesildi birden
Öpmeye kalmadan
Sineme çekiliyorum
Anlamadan.
Gülüşerek yok saydılar varlığımı
Kaç yerimden yaralıyım
Hançerler saplanıyor yüreğime
Acıtmadan.
Pencereler önündeki kara perdeleri yırtarak
Ellerin geziniyor uykularımda yavaş yavaş
Nasıl bir iklimse bu
Yıldırımlar düşüyor yüreğime
Okşanmadan.
Eğik ve büklüm yollarda
Geceye sığınıyorum
Kayboluyorum ara sokaklarda
Dolanmadan.
Sesi soluğu çıkmaz oldu
Canıma tak diyen yalnızlıkların
Bütün çiçeği burnunda sevdaların
Gülleri soluyor
Yemyeşil bir kül yığını
Yanmadan.
Gökyüzünün derinliklerinden gelen
Bir yağmura tutuluyorum
Bir şeyler yazmak istiyor canım ,
İpe sapa gelmez şeyler geliyor aklıma
Birden öteki öykülere koşuyorum
Başlamadan...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder