20 Aralık 2020 Pazar

Ay ısıgında fısıltılar



İçten sımsıcak gülüşlerin ışığında uyanırdık  

İzini sürerdik gökkuşağının yorulmadan  

Gölgesinde uzanırdık, bıkmadan, 

Sesini duyardık yağmurların  

Dalgalı gözlerin en derinlerinde, 

Mavilerini giyerdik gökyüzünün, sancılı yüreğimizin üzerine  

Ay ışığı fısıldarken pencerelerimize  

Gölgesinde uyurduk

Düşlerden seslenen serin ırmaklar akarken yüreğimize. 


Uykusuz sancılar yüreklerde tutsak şimdi

Zifiri karanlığın en gerisinden gelen

Kara bulutlar içinde bir yolculuk, 

Ötelerden öteye bir türlü ulaşamadığımız,

Gecelere yoldaş odalarda birikmiş ağrılar/sancılar

Çoğaldıkça çoğalıyor günahları

Döküldüğü yeri unutan, bir ırmağa akıyor içimizden. 


Son uykularım kırılgan bugünlerde

Ay ışığının fısıltısı duyulmuyor dar pencerelerden

Sesini duyuyorum sadece  dalgalı denizlerin. 

Seriyor tül perdelerini ovalara hırçın rüzgarlar. 


İki kapılı bir han mı yoksa yaşadıklarımız

İçi taşlı bir kuyumu bizden alacaklı ömrümüz

Uzak denizlerde bizi bekleyen bir umut vardı oysa

Bildiğimizi sanıp ta bilmediğimiz. 


Çöllerde kurutuyoruz kalbimizi, orman sandığımız yerde beslediğimiz

Karanlığın dilleri uzanıyor yüreklere, görüp te göremediğimiz 

Bilmediğimiz sancılar kaldı bize

Naftalin kokan sandığımız,

Çeyiz sandıklarında sakladıklarımız.


Delik deşik anılar aklımda takılı, bağışlayın

Koparamıyorum şimdi sizi yüreğimden

Düşlerden seslenen

Zamanın anlamını çalıyor birileri zihnimizden. 


Uzuyor perçemli ayrılıkları, duvarları sırsız hayatın, 

Görünmez oluyor anılar, gökyüzü ummanından

Ay düşüyor bacalara karalarla yoğrularak,

Yıldızlara bakıyor şimdi hüzne açılan pencereler

Umutlar ağlıyor , çığlık çığlığa çaresiz

Beyaz bulutları kararmış gökyüzünün

Ay karanlık

Fısıltısı duyulmuyor dar pencerelerden

Ay uyuyor...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder