Saat kaç diye sormayacağım sana
Yetiyorken bunca sıkıntı bize
İçimizin en dibi yaralarından bahsetmeyeceğim
Bitip tükenmek bilmeyen bu kararsızlıklardan.
Ötelere bir bak;
Gün ışığında asılı bir zerre gibi
Güneşin ruhunu öper gibi sanki gözlerimiz.
Derlenip toparlanma zamanı şimdi
Çiğ düşen yaralı yüreklerimizden
Sessizce havalanıyor kırların kuşları bak
Solumaları geliyor baharın ürpertilerle
Kır çiçeklerinin kokuları uzaklardan.
Sürüp gelen bir iklimin içinden sıcak bir nefes
Bir kalp çarpıntısının yansımasıdır gelen bu ses
Toplama zamanıdır sevgileri, bir başka yere çıkılan
Yakalamak lazım sevdalı duyguları kenarından
Yine dokunmak gölgelerine aşk şarkılarının.
Yapışıp duruyor tenimize yazdan kalan bir gece
Uzaklarda kapıları aralık derin sularda fırtınalı umutlar var
Belki de en güzel aşklar var,
Hiç batmayacak bir tekneyle gideceğimiz
Köpüklü hırçın bir deniz
Sonsuzluğun bittiği yerde bir yer var bilmediğimiz.
Hadi durma;
Yelkenleri açma zamanı şimdi...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder