5 Eylül 2020 Cumartesi

Tedirgin bir göç vaktidir Eylül


Tedirgin bir göç saatini ayarlıyor Eylül  
Tükenmek bilmeyen bir karanlığın içinde  
Ürkek bir ardıç kuşu gibi sanki yüreğim, 
Göz açıp kapayıncaya kadar  
Gittiğim her yerde kayboluyorum.   

Henüz terk edilmemiş Eylül gecelerinin birinde  
Düş ışıklarıyla yansıyan  
Sendeki her şeyimi alıp kayboldum
Güneşin öptüğü çöllere.  

En hoşlandığım şeyler dünde kaldı
Gölgelerle sözlüyüm sanki bu günlerde
Hep hüzünler dolaşıyor dalgalı şiirlerime
Üstüme başıma siniyor Eylül kokusu.  

Teklemeye başladı yüreğim
Dağı taşı titreten bir suskuda
Sağanak sağanak kusuyor şimdi iklimleri.  
Bağ bozumlarından arta kalan toplarken gazellerimi. 

Senden sonra yağmurları çağırdı Eylül
Sonbaharın sesini duyurmak için,
Gözlerimde güneşin kızıllığı
Alnımda çırılçıplak bir tay
Yalnızlığımla üşüyen bakışlarım,
Ulaşılamayacak bir durakta bekleyen sen
Ağaçlardan süzülen yapraklar gibi ben.  

Sevinin ve tutkunun en güzel yerinde
Şafak yangınlarında bir avuç uçurum
Gittiğim yerlerde kayboluyorum
Göz açıp kapayıncaya kadar Eylül yağmurlarında. 

Hüzün kopan bir yapraktır zamandan,
Hayat kapanan bir perdedir gizlice kaybolan...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder