29 Eylül 2020 Salı

Yorgunum



Unutulmaya yüz tutmuş bir eski resim gibi albümlerden

Belki yüzyıllar öncesinden geliyorum 

Yorgun bir yüzle sana,

Sonu olmayan çok yollar eskittim

Ne mücadelelerden geçtim, savaştım bilinmezliklerle

Erittim yarını olmayan saatleri, yıllarca süren

Zemherilerde kavruldum, sürüyerek götürdüm yorgunluğumu ötelere. 


Havuz problemi gibiydi hayatım

Toplayıp çıkarıyorum, çarpıp bölüyorum 

Bir türlü dolduramıyordum içini,

Yorgunluk kalıyor sadece içinden çıkamadığım

Teğet geçiyor yüreğimden sevda,

Bir kirişle ikiye bölünüyor kalbim, acılarıyla, yaralarıyla. 


Bir yol seçmişim kendime,

Yaşamalıymışım, kırık dökük ne varsa

Kabullenmeli miyim yoksa yorgunluğumu, kaybettiklerimle birlikte. 


Gelip geçenler oldu hayatımdan, nereye gittiğimi sormayan

Yalnızlığımı paylaşmak ister belki, içimden geçenleri diye,

Bir sen kaldın halimden anlayan, ama çok uzaklardasın. 


Sana gelmek istiyorum, içimde büyüterek beslediğim sevdalarla

Hayal ederek, çok istediğim hayatı yorgun yüreğimle. 

Uzaktaki, yakındaki tüm anıları toplayıp.

Ama;

Ayaklarım tutuluyor, parmak uçlarımda dikenler, koşamıyorum

Uzaktan geliyorum biliyorsun, çok yorgunum...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder