Bir Zamanlar Ask vardı

Up uzun yolları düşünürdük ilk adımı atmak için 
İçimiz erimeyi beklerdi hep ince sızılarla dolu 
Koyu bir çizgi çekerdik hep gecelerin üstüne, 
Her sabah gül açardı bahçelerde 
Bakışlara sızardı azar azar 
Dokundurarak aşkın kokusunu gülüşlere 
Gülerdi yüzler hep güneşin kapılarını aralayarak. 

Bir zamanlar aşk vardı
Yüreğimiz dikenli çeperlerle çevrili değildi,
Yollara düşerdik yine peri masallarını çoğaltarak
Koyulaşan gecelerde yıldızlar gömülürdü uykuya
Her gece balkondan sarkarken sardunyalar
İncecik, cilveli bir dokunuş sızardı tenimize,
Uzak caddelerden birinde anason kokusu gelirdi
Bir melodi üflerdi ötelerden alınlarımıza.

Bir zamanlar aşk vardı,
Çoğalıp bir olurduk sevgilere dokundukça
Bir bütünün iki yarısı,
Hayatın o geniş ve derin fanusunda
Sarılırdık sevdalara
İzini arardık aşkın kuşkulara beleyerek

Turnalar göç ederken
Azar azar kısılırdı sesimiz,
Yüreğimizin dışına taşan
Bir sarkaç sallanırdı
Sürtünerek göğsünüze vuran.

Bir zamanlar aşk vardı
Külkedisi uysallığında,
Gürül gürül akardı sular
Yüce dağların eteklerinden
Ağaç gövdelerine oyulurdu
O kışkırtıcı sevdalar büyür orman olurdu.

Salına salına çıkıp gelirdi
Çavlan çavlan akardı gözlerimizden
Süzülüşlerine eşlik ederdi martılar
Zümrüd-ü Anka'nın göğsünde
Yuvalanarak,
İliklerine kadar ıslanırdı aşk.