10 Haziran 2020 Çarşamba

Kayıp kumsalın teknesi


Çürümeye terk edilmiş kayıp bir kumsalda 
Geçmiş zaman uykularına yatmış 
Omurgası kırık bir tekne 
Serseri bir ağustosa dönmüş, gövdesine taşınan. 
Dolunay gecelerinin uykularına giren 
Bir yüreğin ezikliği var sinesine çekilmiş 
Ateş böceklerinin gezindiği 
Sevdalı ayrılıkların izi,
Yalnızlığın hüznünü bölüşüyor akşam
Geceye sığınmış, bir kaygı ile sarmalanan sandal.
Yorgun düşmüş,
Kırbaçlıyor kumlu fırtınalar gövdesini
Canını yakıyor, azar azar yırtıyor ciğerini
Nasıl da kaşıyor zaman hoyratça ellerini
Umutsuzluğa gömülmüş kumlar arasında
Dağılıp ortalığa saçılıyor.
Yeşile çalan körpe yaprakların
Örttüğü gölgelerden mahrum
Sımsıcak iklimlere soyunmuş
Geçmişin taş ocağından farksız
Her tarafı toz duman, hurdacı dükkanı gibi.
İçinde yaşadığı zamanı gösteren
Yaralarıyla baş başa bırakarak
Öyle soluk, öyle kimsesiz
Bıraktım orada, kayıp kumsalda
Bıraktım, o tekneyi hüzünleriyle baş başa...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder