Eylül buğusu var şimdi gözlerimizde
Bir başka mevsimin eylülü ısıtmakta bedenleri
Bir başka türkü gelir yerleşir dillere, deli gibi
Soluk alışımız değişir birden her nefeste,
Bazen gizlice, bazen çocuklar gibi gelir
Her an kapıdan girer içeri gülümseyerek
Kırar, döker, bazen yangınlar bırakır
Bazen dudaklarımızdan öper aşk
Bazende vedasız aşklar bırakır ardından.
Nasıl da birbirine çeşittir eylül
Say say bitmez
Hele yağmurlar, hele yağmurlar başlayınca
Bir yanımız hep kanar,
Kucak kucak
Dökülen yapraklar gibi hep içimize yağar
Bir başka yağar,
Vedasız aşklara
Bıçak sırtı ayrılıklara bırakır yerini.
Rüzgarın üşüttüğü ağaçlar
Çabuk unutturur sana
O sıcak öpücüğün yakan tadını
Sende bıraktığı izleri özlersin zamanla
Her eylül koyar insana
Anlarsın,
Vedasız aşkların
Yüzünü gösterip kalbini deldiğini.
Aklım ermedi bir türlü eylüle
Ne çok şey anlatır oysa bize
Gözlerinde tüter bir yangın
Rüzgarlara bırakır kor kor seni
Avuçlarında alev alev yanar sarı yapraklar
Bulutlar gelir geçer üstünden
Geçer üstümüzden bir kuş dalgası
Göçüp giderler, çınlar kulaklarımızda çığlıkları
Mevsimler gibi
Güze bırakır vedasız aşklar yerini.
Ürkek bir tebessüm avuçlarımızda
Sızdıkça içimize dokunuyor,
Varıp gitmeli mi buralardan yoksa
Dudaklarımızda güz tadı sarı sarı
Çığlıklarımız suskun
Sevmelerimiz yarım
Gülüşlerimiz, düş kırıklıklarımız hep yarım,
Hadi söyle;
Bir yanımız kendimize yabancı
Bir yanımız eylül
Gitmelimiyiz buralardan
Toplayıp yüreğimizi
Gitmeli miyiz
Gitmeli miyiz
Hadi söyle...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder