Başka bir grilik var bugün gökyüzünde
Yokoluşlar yükseliyor, ağustos verandasında
Düğümlenmiş bakışlarım
Yüreğimi alamıyorum bir türlü örselenmiş yüzümden
Bir ateş yanıyordu içimde, kül bıraktı yerine,
Düşleri allak bullak oluyor körpe fidanların
Gecenin kollarında
Haykırıyorum karanlığı yırtarcasına
Yeter artık dercesine.
Bir koku siniyor, keskin bir koku
Acının rengi bile soluyor,
Yıka döke geliyor bilerek bu kor alev
Öksürdükçe, yürek yarılıyor, yer yarılıyor
Geleceğimiz yanıyor.
Yanıyor Anadolu' nun ormanları, şimdi iliklerinden
Aymazlıklar içinde kucaklar dolusu acı bırakıp
Kimbilir hangi kuytular
Kulağımızı tırpanlıyor bu haykırışlar
Yokoluşların ağıtlarını yakıyoruz hep birlikte
Çöle dönüştürüyoruz, yeşilleri, mavileri
Bir başka mevsimlere bağışlıyoruz elbirliğiyle
Bekliyoruz nefessiz.
Nasıl olayım söyleyin, nasıl
Hiç yeşile, maviye boyayamıyacak mıyız biz bu dünyayı
Niye diye sormuyacak mıyız
Kaç kere yandık, kaç kere öldük
Kaç kez dokunuverdi yüreğimize hüzün
Deliverircesine hiç olmaz yerinden.
Yapışıyor kalbimize bu kara, bu kömür lekesi
Kanatları tütsülenmiş kuşların feryadı
Yürekleri hoplatan türküler neye yarar şimdi
Ağıtlar yakıyoruz soluğumuz tükenerek.
Özleyeceksin,
Sen çiçekler toplarken orada bir yerde
Şarkılar mırıldanan erguvanların gülüşünü
Kuş yuvalarını arayan, seke seke yürüyen yavruları,
Gökte süzülen sevişir gibi iki kuşu
Sonra birlikte çeşme başlarında su içişlerini,
Özleyeceksin,
Ağaç dallarına konuşlarını, ötüşlerini
Mavileri, yeşilleri,
Sonra,
Nerede buluruz izlerini bu seslerin şimdi diyeceksin.
Belki ötekiydiler birileri için
Ama, türkülerimiz bir, şarkılarımız bir
Aşklarımız bir, yolculuklarımız birdi
Ortak bir şey daha vardı aramızda
Nefes alışlarımız birdi
Ötekinin ağıtı değildi
Hepimizin tınısıydı bu...
Not: Doğaya daha yakından bakın
O zaman her şeyi daha iyi anlayacaksın.
Albert Einstein
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder