
Ah bu Ağustos yok mu ah
Yaktı beni
Yaktı da geçti içimi
Güneşi olmayan
Taşra köyünün birinde,
Umutlarım omuzlarımdan kaymış
Kıpkırmızı bir şal gibi,
Bakracımı dolduramadım
Karadut gölgelerinde bir türlü
Düştün tek tek önüme
Ne bileyim bu kadar
Burcu burcu kokacağını,
Buğu buğu eridin gözlerimde
Göz bebeklerimde sen vardın iz iz.
Kaç serçe vuruldu
Kaç kere bıldırcın yağmurlarına yakalandı bu yürek
İçimin en derinliklerine sığınmış sarı yapraklar
Kaç kere ayazlarda,birgün beni bırakacaklar.
Dağ çiçeklerinin her kokusunda sen vardın
Sana türküler yakmıştım kendimce
Oysa,
Yağmularda doldurmuyor artık yüreğimin maşrapalarını
Hırçın rüzgarlar kucağımda titremekte
Adı yok bu sevdanın galiba
Sen bir şehirde
Ben taşra köyünün birinde.
Bulutlardan gelen
Tedirgin rüzgarlar esmekte
Ürperiyorum gecelerin baykuş sesinde
Hadi dön
Hasret şarkıları söyletme bana iskelelerde
Kazdırma kendi mezarımı bana ellerimle...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder