Ne zor bir ayrılıkmış bu
Yosun tutmuş bir yürek
Koptu can damarlarımdan
İnce ince dokuyor vedaları sanki,
Bir odada bıraktım en son
Tek başına
Naftalin kokan yetim kalmış anıları.
Ben orada sakladığım beni aradım
Çok şey almış götürmüş benden yıllar
Bahardı mevsim oysa
Gel gitleri çoktan başlamış meğer yüreğimin.
Ellerim bir başka dokunuyor şimdi yüreğime
Kendimi saklayamadım bir türlü benden
Gözlemeyi beceremedim
Erken uyandığım uykularda
Yüreğim ayrılıklar solumaktaymış meğer.
Saklı vedaları göremedim.
Tüm kapılar kapandı ardımdan
Sonra pencereler yüzüme.
Ayrılığın tavını dövüyorum şimdi
Dolanarak kuytu yerlerin gölgesinde
Uykusuz gözlerim geceler uzun
Sarmış sanki dört yanımı eşkiyalar.
Vaktinde uyanıp kederleri uyutmanın vakti geçti
Ruhum eridi çoktan
Artık ayrılıklarda acıtmıyor ki beni.
Varsın tutmasın ellerimi ellerin
Avuçlarımda hala kokun
Uzaklarında ötesinde
İnce uzun bir yolculuğa çıkıyorum.
Bir hayalin kaldı gözlerimde
Bir de sabahın ayazı, kuşluk vaktinde
Gecesinde dolunay, sabahında çiy
Oysa sabaha uyanmak vardı seninle.
Oturdum kaldım kaldırım taşlarına
Kaç yorgunluk var oysaki dizlerimde
Bir ayağım ötekine engel oluyor, gitmelerime
Altı delik eski bir kundura
Üşüyorum
Şarabım cebimde
Düşüyorum yollara.
Gecenin şu vaktinde
Bir kara kedinin kuyruğuna asıldım
Çöplerde
Balık kılçıkları arasında
Anılarımı,
Saklı vedaları arıyorum.
Hasadı erken başladı galiba ömrümün
Gizlemiyor artık vedalarını
Fayda etmiyor artık sabahçı kahveleri
Buruk bir tat var şimdi dilimde
Içtiğim şarap kadar efkarlı
İlişik yaşayacağım bundan sonra galiba
Teğelleyip kendimi hayatın ucundan...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder