15 Kasım 2021 Pazartesi

Yankı Odaları



Hani güzdür ya 

Bir yaprak düşer 

Güneş yorgun başlar güne 

Çok şey bekleme benden der gibi 

Bekler utangaç bakışlar 

Uzakları yine. 


Yemyeşil bir çayırın ortasında

Bazen kaybolur gülüşün hikayesi yüzlerde

Kaybolmak ister bir gecenin kopkoyu kıyısında

Gün olur acılar katık edilir

Yorgun bir anında, gözler konuşur

Sarmalar gururları yüzünü

Gözyaşların gölgesi düşer toprağa. 


Basarak yosun tutmuş merdivenlere, geçer zaman

Bazen bir bakışa gözler dolar, anılardan kalan

Elleri tutmayı özler

Uzakları gözlemeyi özler

Ruhuna dolar yokluğunun kasveti

Yine uykusuz, başlar geceler. 


Savrulur yürekler

Dalgaların gelgitleri gibi

Kim bilebilir ki,

Oysa, en fazla orası ağrır, 

Oraya dokunur

Kabına sığmaz asla

Çoğu zaman içinden geçer nehir

Bir gün kaldığın yerden başlarsın yine

Gecenin kıyılarında savunmasız. 


Düştüğümüz çok olur tuzaklara

Bakmayın çorabımızdaki yırtıklara

Herkesi giyinik mi sanırsın

Hayat parmak uçlarında yaşamak gibidir

Oysa ki yürekteki yırtık daha derindedir

Nefessiz bırakır sarınca sancısı seni

Uzun bitmeyen gecelerin 

Yankı odalarında.  


Yağmurun elleri gibi

Toprağın renkleri gibi

Hep boyanır ebruli tuvaller dikenli fırçalarla

Dokunur her zerresine yalnızlığın

Düşlerin, hayallerin, kavgalıdır anılarla

Yankı odalarında. 


İçinde gelecek zamanın korkusu

Her gün biraz daha çizer üzerini günlerin

Kalırsın hayallerinle tek başına,başbaşa

Uçları kıvrık sokak lambaları gibi

Uzaklaşır gider gölgeleri

Sancılı bekleyişlerin son demlerinde

Bırakır bir arafta buğulu anıları,

Suladığın çiçekler solar birden

Hayat bu, biter uzun uğraşlardan sonra bir gün

Nereye gidersen git

Bir nefes kadar yakındır ölüm

Bir nefes kadar yakındır

Yankı odalarında

Yankı odalarında.  


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder