Canımı yakıyor, canım çekiliyor içime
Gözlerimde gözlerinin buğusu
Sahipsiz bir gözyaşının kalbe akışı
Hüzündür bunun adı.
Sanki hiç yer kalmamış gibi sevgiye
Güneş çekildi
Karanlık ektim şafaklara
Paramparça bir uçurum
Sanırım içimin bir yerinde
Yere çakıldım.
Dinledin mi,
Hisettin mi bende ki seni
Gitmemeliydin
Bir başına kalıp, çekip gitmemeliydin
Sebebi olmamalıydın
Rüzgarlara savutmamalıydın beni.
Ağlamakta avuç dolusu güller
Gecelerim var mum ışığında eriyen
Bu nasıl sevgiymiş ki
Nefesim varla yok arası
Gülüşünü acılardan almış
Yüküm yüreğimde
Derin yıkımlar var
Hüzündür bunun adı.
Dilimin, damağımın taş kesilmesi nedendir
Hırçınlaşıyor gittikçe,
İri yağmurlar altında
Yeniden büyümekte hüzün sessizce
Çok uzaklara gittin benden
Çok uzaklara
İçimden dökülenleri toplayarak.
Bir nefes aldım içimdeki sesten
Bir resim çiziyor gözlerim
Uzak denizlerde sulara gömülü
Odaları senli düşlere boyuyorum
Hüzündür adı.
Bana bir tutam bahar lazımdı
Su olup akmak istediğim,
İçim dışım bomboş
Hiç birşeyin anlamı yok
Nedenini sormuyorum artık
Uzak iklimlere kadar yorgun bir deniz
Sevgi yüreğimde derin uykularda şimdi
İğreti gül bahçelerinin toprağını suluyor
Alaca ikindi gölgelerinde
Selviler altında yatan gölgelerinde
Hüzünleniyor yine
Ürkek yalancı baharlara kanıp.
Göğe yükselen bir şeyler var içimden
Neyi arar, neyi sorgular bilmem ki
Kaybolup gidiyorum, yılgın ve yorgun
Yüreğime usulca dokunan
Bir yalnızlık taşıyor zaman
Bir yalnızlık,
Hüzündür bunun adı
Hüzündür adı...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder