Ufkumda her akşam elim böğrümde
Avuç içlerime bıraktığım yüreğim
Kanamakta ince ince
Arar öyküsünü.
Kızıl bir yangının eteklerinde
Varsın mevsimler değişsin
Tutkularım, arzularım, umutlarım
Varsın gece ve gündüz erisin.
Nasıl anlatılır ki bu hikaye
Bilmem sana neden vurgunum
Ne kadar çok şey var içime akan
Kimi zaman öylesine serin.
Çekilmez bir ağrı
Senin olmadığın zamanlar
Ötelerde yalpalanan vurgun yemiş bir yakamoz
Sevgi dokumakta ellerinden dolunay.
Bir uçurum büyür içimde
Hercai bir menekşe nasıl da çiçeklenmekte
Kimi çıkmaz sokaklara girerim
Uzayıp gider gölgem
Çığlık çığlığa vurgun yemiş yüreğim.
Buzlu bir gövdeye çarpıyor buğulanıp sesim
Şarklar dökülüyor dudaklarımdan
Koskoca bir şafak koyulmak üzere
Karanlığın sustuğu yerden
Çoğaltıyor maviyi kuşanarak sabaha.
Biliyorum bu bir seraptı belki
Dolaşıyorum kıyısında mavinin
Şarap rengi çiçekler derledim dudakların gibi
Sen ötelerde süzülürken.
Rüzgarın sesi
Günışığı daha sevimli vuruyor anlıma
Vurgun yemiş bir yürek
Filizlenmeyi bekliyor
İnce ince sızlayarak
Şiirlerimde bir yer arıyorum
Seni sevdiğimi oraya gömmek için
Ne çok şey varmış oysa
Ne çok şey anlatacak
Sana vurgun olduğumu
Sana anlatmak için,
Yüreğim...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder