Vakitsiz yağmurlar yağmakta
Zamanın eli değdi, ıslandı yine gözlerim
Güz dilinden, güze açılan pencerelerden,
Gri bir serap batıyor gözlerime kül rengi
Silip süpürmekte ortalığı,dumanı derinlere sızan
Fazla eşeledim galiba bir yangının külünü, kanadı
Birşeyler yıkılıyor, bir anı sarmalıyor içimi sinsice
Gövdem deliniyor şarap kadehlerinde acı acı.
Oylumlu düşlerimden ıramış gibi hayalin
Mor buselerin izleri kırılgan hala dudaklarımda.
Ne fırtınalar, ne yağmurlar görmüştü oysa bu yürek
Uçsuz bucaksız bir gecenin sabrına sığınmıştık
Yıldızları parlatarak,
Öyle bedeller ödüyorum ki şimdi
Eşlik ediyor yanan yüreğime ıssızlığın sesi.
Kaçmaya çalıştım kaçamadım düşlerimden
Nereye gitsem hep yanımdaydın
Ellerin gezinmekte sanki, yağmur damlası gibi dudaklarımda,
Dayanılmaz bir acının pençesinde
Dokunuyor yüreğime, tanıdığım o yara kanıyor yine
İliklerime kadar işlemekte hayalin.
Uzaktaki, yakındaki tüm anıları toplayarak
Yakıp kül ettim, yarını olmayan zamanların saatlerini
Yarını düş edemedim
Kadehler tokuşturuyorum,
Kırılıp dökülmekte aynalar.
Canım daralıyor
Uykusuz sığ derinliklerde vurgun yedi yüreğim
Toplarım çılgın bir denizin sularını
Uzun uzun gövdeme akıtarak
Sineme çekilirim.
Aykırı sularda başlar şimdi içime yolculuğum
Derinden derinden nefes alır göğsüm
Burnumdan solurum
Yüzerim düşe kalka, dalgaları kucaklayarak
Hiçliğin karşı kıyısına,
Yüreğimle...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder