Eski bir evin penceresinden
Bir çift güvercin havalandı
Buğu buğu kokan bir çay
Dudaklarımda,
Apansız gelirsin aklıma
Sevdiğimiz çiçeklerin adları gibi,
Teneke saksılar içinde
Pencere önlerinde birlikte diktiğimiz
Menekşeler, sardunyalar
Biliyor musun
Hepsi solgun
Sen yoksun diye,
Dalları kurumuş.
Şimdi buzlu bir yağmur vuruyor yüzüme
Eskiden yakmazdı ama
Bir başka esiyor
İçimi delip geçmekte
Buz gibi bir rüzgar,
Üşüyorum
İçin için erimekte yüreğim.
Sokaklara baktıkça,
Seni hatırlatıyor bana herşey
Sarılmalar, kucaklaşmalar, utangaçlıklar.
İnsanlar gelip geçer
Pencere önlerinden
Sesleri duyulmayan,
Söylemem gereken bir şeyler var
İçimde kırılan
Bir umut
Gelse derim, bir umut.
Ekmeği tuza banar yer gibi
Ateşler içinde uyanıyorum
Baka kalıyorum gidenlerin ardından.
Bazen düşünüyorum da
Galiba kabul etmem lazım
İkimizda artık bir başkayız
Sen uzaklarda, ben burada,
Eskimiş bir aynada
Sırları dökülmüş bir yüz
Bir yalnızlık.
Ne giden ne gelen var eskilerden
Kar yağıyor dışarıda
Yeni bir bahara zaman kalmadı
Bize galiba.
Yalnızca bir karanfil kaldı
Pencere önünde saksıda yeni diktiğim,
Kendine yeni bir aşk büyütsün diye
Yeni bir aşk büyütsün diye...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder