Bir suskunluk var güneşin battığı yerde
Göç yollarının gölgesini hazırlıyor sanki bakışların
Uzak iklimlerden sarı zamanlardan gelen
Ilık ve içli rüzgarların getirdiği
Bir hüzün türküsü dinliyor
İçimdeki o meçhul deniz.
Ruhum çekildi, yenik düşlerin yatağına gömülerek
Kaç gecedir uykusuz, hep o siyah örtü kaplıyor üstümü
Öyle kazılı duruyor ki adın, içimde çöreklenen o derin gülüşün
Bir şeyler akıyor ılık ılık dokunuyor yüreğimin bir yerine
Fırtınalı bir denizde gömülü, o kutsal aşkın demi yine.
İzini süremedim bir türlü, kanıma işliyor, beni deli ediyor gidişin
Dalgalı bir ay sularda, bir şeyleri eksik bu gökyüzünün
Kurudu kavruldu yatağında, kızgın sular
Uykuya yatırmışım sarıp sarmalayıp, kucaklar dolusu hüznü
Güz esintilerini doğuran şafaklarda arıyorum rengini gözlerinin.
Çekildi gül kokulu ırmakların suları,sıyrılıp koynumdan
Derin bir kızıllıkta kuşanıp sevdayı göçüp gitti
Beyaz zambaklar ülkesine kuşlar.
Adın yazılı gövdemde, bir masal düşüyor öptüğün yere
Nereden tutsam, nereden başlasam
Yıpranan yüreğimin yırtıldığı yerde
Sızlıyor içimdeki titremeler, bulaşıyor dudaklarıma mayhoş tatlar.
Gölgeler yok, soluğum yetersiz serinlemeye
Bir derin boşluk açılmakta içimdeki o mechul denizde
Geceler kırılır, üşümüş baharlar bırakırım ardından
Acılara tutunarak yaşarım, artık sen yoksun
Sen yoksun
İçimdeki o suskun, o meçhul denizde...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder