Güneşin çiçeklerine
Doldurmuşum nefesimi
Yüreğimin çürüdüğü yerdeyim
Canım daralıyor bu aralar
Tükeniyor dermanım.
Bir sahilin karşı kıyısından
Bir fırtına kopacakmış gibi sanki
Bir yağmur indirdim gökyüzü eteğinden
Islak bir yağmur
Devinip durmakta olan gözlerime.
Damla damla başlamakta şimdi içimde zonklamalar
Göz yaşlarıydı yine damıtılarak sızan
Aklım almıyor kanatlandı yine içimdeki deli boşluklar
Ne kadar acı, ne kadar çok zor
Ama bu defa bir başka
Sanki ölmek gibi bir şey
Nasıl kısa kesmeli bu yağmurları
Ne kadar erittim yüreğimi
Bilmiyorum.
Önce gözlérime baktım, gözlerime
Öylesine sessiz, öylesine fersiz ki
Kan çiçekleri açmış sanki
Kasvetli, karanlık ve yağmurlu
Düş sarıyorum el değmemiş gerçeklere
Yüreğime, çözdükçe dolanıyor anılar,
Örselenmiş zamanlardan kalan
İçimdeki benden öncesine yürüyüp gidiyorum.
Ah o yağmurlar yok mu, iki gözüm ah o yağmurlar
Sıkıca sarılıp düşkere karışıp giden
O ıslak yağmurlar yok mu
Gözlerini hatırlatıyor bana
Göz yaşlarını,
Damla damla içimi delen
Deniz kuşlarının çığlıklarını
Bizi çağırır gibi,
Sesinin fısıltısını hatırlatıyor bana.
Birden sustum,
Yumdum gözlerimi
Öptüm, bir kadeh daha aldım, bir kadeh daha
Anaforlara dönüştü içim dışım birden
Ellerimde üşüdü birden ninniler söylediğim serçeler
Gövdemi deliyor yine
Damla damla bu yağmurlar
Başlıyor hiçlikler
Hayalini kucaklıyorum şimdi
Hayalini kucaklıyorum...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder