Bozkırları yeşil bir aşıya hasret kalmış
Nasıl da kaçıyorum bağ bozumu sağanaklardan
Dokunamadım birtürlü kuşdilinden sevdalara
Ulaşamadım yürekten yüreğe akan sulara.
Kendince gidesim var kendimce uzaklara
Yitip günün karanlığında sessizce buraları
Cemre söylencelerinde mor atlaslı bir desenle
Ansızın yüreğine düştüğüm gibi
Her bahar başka zamanlarda
Gidesim var
Çoğalmak için yarınlara aşkları.
Sabah uykularından süzülen
Mor yapraklı gamzelerden
Vurup gidiyor ötelere tutamadım gülüşleri
Damlayıp durmakta şimdi,
Alev alev yanan dudaklardan sızarak
Gümbür gümbür çağlayanlara dökülmekte
Bir bir kirpiklerden akan gözyaşları.
Canım epeyce sıkkın bir yanıp bir sönmekte
Eski baharlar sanki yok gibi
Çırpınıp duruyor
Atmıyor yüreğim eskisi gibi,
Bir uzanıp, bir dokunmak istiyorum oysa son defa
Mavi, kırmızı, yeşil derinlikli bir aşka
Üşümeye başlamadan yüreğim
Son ayrılıklara.
Kaç yerimden yanılmışım, tıpkı gözlerin gibi
Ne zaman düşleyeceğim kendim olmayı
Özlemesem mi diye daha fazla düşünmeyi
Çünkü sürgün vermiyor artık dokunduğum yıldızlar
Çiçeklerini sanki kavurmuş ayaz
Son ayrılıklar
Kül solumalar...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder