29 Aralık 2021 Çarşamba

29 Aralık 0

Hiç Aglamamıstım ki





Duman kapladı bu şehrin üstünü ilkin 
Bir eksiklik var sanki üzerimde, 
Sıkıca kapısını tutmak isteğim 
İçimde sabaha kadar köşe kapmaca oynayan 
Dönüp duruyor sisler içinde bir hayal etrafımda, 
Ellerim boşlukta görünmez oldu 
Gölgelerin arkasına saklanmış bir ruh. 

Ay geceye düşerken 
Dayadım anlımı demli bir akşama 
Bir çığlıkta yırtınmakta birden gökyüzü
Yağmurlar yağıyor sokak sokak, cadde cadde
Ne yapar ki sokak lambaları, boşuna çırpınıyor çaresiz,
Ben bu şehrin yollarını seviyordum oysa
Yağmurlardan sonra güneş gibi gelip geçişini.

Sen yoksun ya
Durduk yerde sustu sesleri bir akşam üstü
Geri dönmeyecekler sanıyorum yeniden martılar
Sen de dönmeyeceksin artık biliyorum
Bundan sonra
Kaptırdığım uykularda
Geceler boyu anlatacağım ebruli masallarda seni.

Sen yoksun ya
Hiç bir şey eskisi gibi değil sen gideli
Geceyi gündüzü anlıma gömdüm kaptırdım uykulara,
Eskimiş düşlerimin bir yanı zindan
Ayaz kesti gece kavuruyor sanki beni.

Sen gittin ya
Isıtmıyor güneş artık yüreğimin harını
İzini sürüyorum kokunun hala,
Tensizliğe kapatıp gözlerimi,
Akşamdan kalma hüzünleri kanattı
Yeni kurumuş göz yaşım
Şimdi gezinip duruyor
İçimin derinliğinden
Yüreğimin nehirlerine akarak
Oysa,
Hiç ağlamamıştım ki
Hiç ağlamamıştım ki
Hiç ağlamamıştım ki...

14 Aralık 2021 Salı

14 Aralık 0

Sanki bir Bahar Gibisin





Bazen düşünüyorum da
Hani diyorum ki
Uzaklarda kalma benden
Delice esen bir rüzgar gibi
Esip duruyorsun içimin ovalarında zaten
Sözgelimi;
Samanyolundan güller açan bahçelere
Saçılan yıldız tozları gibisin
Al dudaklı, pembe yanaklı
Sanki bir bahar gibisin.

Gelincikler yırtılıyor
Ta orta yerinden ay ışığının
Utangaç gamzelerinde,
Demi sönmekte olan bir ocak başında
Omuzuma koy başını
Kapat gözlerini dinle
Kemanın tellerinin sesinde adın.

Kokunu sürüyor gecenin içine sinerek
Soluğuma sığınan nefesin
Gece düşleri gibi
Ruhunu arıyor teninde ellerim.

Sen hep böyle kal, hep böyle kal
Aşk gibi, sevda gibi huysuz ve yalın,
Dudağının kenarında bir gül
Çıldırtıyor beni
Ay geceye düşerken yüzün
Cemreler düşerken gülümseyişin
Sanki bir bahar gibisin.

Işıl ışıl akşamlarda gözlerin süzülüyor
Usulca öpen yakamozlar gibisin, dalgaları
Yüreğimin öte yerlerinde derinleşen
Durdum baktımda şöyle bir sana
Sanki bir bahar gibisin.

Gözlerine baktıkça erimekte içim
Ellerini tuttuğumda titrer yüreğim,
Tomurcuklar gamzeleniyor sanki yanağında
Yepyeni bir iklimin dününden gelen
Irmaklar süzülüyor pırıl pırıl gözlerinden,
Sabahın ıssız bir vaktinde
Yanık yanık kokan bir karanfil
Telaşlı, sevinçli, kuşkulu açar gibi
Utangaç bakışlı
Sanki bir bahar gibisin.

Hep yanımda kal, hep yanımda kal
Başım göklere uzanmak istiyor seninle
Masalsı, salkım taneleri gibi uzak ülkelere
Kır çiçekleri giydirip gülümsemelerine,
Deli taylar gibi
Kendimden taşınmak istiyorum
Seninle ötelere
Seninle ötelere
Sana benzeyen
Bir başka bahara
Bir başka bahara...

8 Aralık 2021 Çarşamba

08 Aralık 0

Ötekinin Agıdı





Bulutların gölgesinin oyası yırtılmış 
Başka bir grilik var bugün gökyüzünde 
Yok oluşlar yükseliyor, Ağustos Verandasında 
Düğümlenmiş bakışlarım 
Yüreğimi alamıyorum bir türlü örselenmiş yüzümden 
Bir ateş yanıyordu içimde, kül bıraktı yerine, 
Düşleri allak bullak oluyor körpe fidanların 
Gecenin kollarında 
Haykırıyorum karanlığı yırtarcasına
Yeter artık dercesine.

Bir koku siniyor, keskin bir koku
Acının rengi bile soluyor,
Yıka döke geliyor bilerek bu kor alev
Öksürdükçe, yürek yarılıyor, yer yarılıyor
Geleceğimiz yanıyor.

Yanıyor Anadolu' nun ormanları, şimdi iliklerinden
Aymazlıklar içinde kucaklar dolusu acı bırakıp
Kim bilir hangi kuytular
Kulağımızı tırpanlıyor bu haykırışlar
Yok oluşların ağıtlarını yakıyoruz hep birlikte
Çöle dönüştürüyoruz, yeşilleri, mavileri
Bir başka mevsimlere bağışlıyoruz elbirliğiyle
Bekliyoruz nefessiz.

Nasıl olayım söyleyin, nasıl
Hiç yeşile, maviye boyayamıyacak mıyız biz bu dünyayı
Niye diye sormayacak mıyız
Kaç kere yandık, kaç kere öldük
Kaç kez dokunuverdi yüreğimize hüzün
Deliverircesine hiç olmaz yerinden.

Yapışıyor kalbimize bu kara, bu kömür lekesi
Kanatları tütsülenmiş kuşların feryadı
Yürekleri hoplatan türküler neye yarar şimdi
Ağıtlar yakıyoruz soluğumuz tükenerek.

Özleyeceksin,
Sen çiçekler toplarken orada bir yerde
Şarkılar mırıldanan Erguvanların gülüşünü
Kuş yuvalarını arayan, seke seke yürüyen yavruları,
Gökte süzülen sevişir gibi iki kuşu
Sonra birlikte çeşme başlarında su içişlerini,
Özleyeceksin,

Ağaç dallarına konuşlarını, ötüşlerini
Mavileri, yeşilleri,
Sonra,
Nerede buluruz izlerini bu seslerin şimdi diyeceksin.

Belki ötekiydiler birileri için
Ama, türkülerimiz bir, şarkılarımız bir
Aşklarımız bir, yolculuklarımız birdi
Ortak bir şey daha vardı aramızda
Nefes alışlarımız birdi
Ötekinin ağıdı değildi
Hepimizin tınısıydı bu...


6 Aralık 2021 Pazartesi

06 Aralık 0

Kıs Masalları


Bir bardak çay, biraz gülüşün kırıntısı 
Yakar mı yüreğinin ateşini çocuk 
Yüreğini avuçlarına koyarak ısıtır mı içini, 
Karayelin koynunda üşümekte bak hayallerin 
Sesını duyar mı bahar, uzaktan senin. 

Gözlerinde içimi ısıtan bir mavi vardı oysa 
Gidenlerin bıraktığı gözyaşlarının izlerini taşıyor şimdi 
Geçip giden koca bir baharı beklerken
Koskoca bir yalnızlık, bir avuç hiçlik var yüreğinde çocuk.

Uzaktan izliyorum,
Gözlerin hüzünlüyken bile, yine de gülümsüyorsun çocuk
Neler geçmiyor ki içimden
Göğün göğsü yetmezmiş gibi
Dünyanı döndürdüler güz kentine
Hep karanlıkta, üşümüş büzülü dudakların.

Adını söyle bana çocuk,
Kisligini çoktan giyinmiş ruhun
Hazandan kalan,üşütüyor yüreğini hüzünler
Seni hiç goremiyecekmiyim gülümserken.

Dalgalı denizlerde hayallerini çıkmazlara bırakan
En diplere vuran,
Soğuk,puslu, bitmek bilmeyen bir kış
Boşunaymış meğer, ağlamalar gülüşmeler.

Tomurcuğu buz tutmuş
Taze bir kış masalı gibi yüreğin
Zamana yenik düştün, dalı çürümüş bir ağaç gibi
Uykuların bile bölük pörçük
Gelmek istediğin dünya bu muydu yoksa çocuk.

Beraber yasanmalıydı oysa
Bir aşağı bir yukarı dolaşarak
Karanfil kokan sokaklarda birlikte.

Acılar soğumadan bak yine kar yağacak
Yüzündeki sessiz gülümsemeler
Yıkıldı yolunu bekleyen umudun köprüleri
Üçer beşer çıktığın merdivenler
Birer birer kırıldı basamakları düz yola varmadan.

Dedim ya;
Bu bir kış masalıydı sana anlattıklarım çocuk
Dünü unuttu bahar, o sizi çoktan unuttu
Onlar özgürce uçuşlar başka diyarlara
Karanlığın ortasında bir tek sen kaldın
Güneşi doğmaz bir şehrin
 
Hangi güneşin ışığı vuracak şimdi o simsiyah yüzüne
Yokluğun kapısından gidiyorsun çocuk
Rüzgarın sesine karışıp
Aralayıp hayal pencerelerini şimdi
Bir ayaz mevsiminden, başka kış masallarına
Dalıp gidiyorsun
Dalıp gidiyorsun çocuk...


2 Aralık 2021 Perşembe

02 Aralık 0

Kimsin Sen ?





Kimsin sen
Nereden çıktın karşıma
Aşkın böyle bir şey olduğunu
Nereden bilebilirdim ki
Ben senden önce
Hiç sevmemiştim ki kimseyi oysa
Yakıp geçtin yüreğimi.

Kimsin sen
Usulca sokuldun içime,
En derinden içten içe
Bir tomurcuk kabarmış
Titreyip duruyor yüreğim.

Kimsin sen
Bakma öyle bana
Gülünce dudakların
Dolup dolup boşaliıyor içim
Yanmakta sular gibi yüreğim,
Kimsin sen sahi
İçime oturan.

Kimsin sen,
Sanki dokunmakta nefesin tenime
Bir ışık fırtınası
Göğün atlasını söküp gelen
İçime sokulup duruyor
Ürkek bir serçe
Suluyor
Durmadan yüreğimi
Durmadan yüreğimi...

28 Kasım 2021 Pazar

Isık Oyunlarında Sokak Lambaları





Aydınlatmayan sokak lambalarının 
Gecelerini sevdim ben 
Seni beklerdim loş ışıkları altında, 
Işığına ışık verirdi 
Rüzgarı estikçe dolunayın 
Bağrımı açardım 
Kokunu getirirdi uzaklardan bana. 

Karşımda ışık ve gölge oyunlari 
Ne depremler olurdu 
Sen gelirken yüreğimde 
Yalpalanıp duran
Kırmızılı eteğin,
Dökülürdu saçların omuzlarına
Gecenin ıssız bir vaktinde
Usul usul yağan bir yağmur
Yanık kokan bir karanfil
Işıkları loş sokak lambaları altında
Bürünürdü gözlerim
Ürküten yalnızlıklara sessizce.

Bu akşam bir haller var bende
Yine sokak lambaları
Karanlığın gölgesi düştü yine
Yine düştü düşlerime.
Eskisi gibi olmuyor
Yüreğime oturursun
Koyuyor bana
Bu loş ışıklar altında duruşun.

Güle bulayıp gülüşünü ruhuma
Gitsem diyorum uzaklara
Bu şehirden gitsem
Fırtınalı yağmurlara karışıp
Gitsem diyorum uzaklara.

Ben üşüdüm
Ben her mevsim üşüdüm
Bir anaforun ortasındayım gibi
Ben üşüdüm
Yalpalanıp duran sokak ambalarının
Sisli ışık oyunları altında
Ben hep üşüdüm sensiz.

Var mıydın sahiden
Yoksa bir hayal miydin uykularım da sen
Yoksa bir gölge miydin
Deli bir rüzgar mıydın
Sokak lambalarının
Loş ışıkları arasında esen.

Karşımda yine ışık ve gölge oyunları
Akşamın derin uykularından
Gecenin gözlerinden sarkan
Son şarkısını söylüyor galiba
İçime uğrayan bir şey
Uzayan bir yol
Bir şeyler söylüyor galiba
Bu sokak lambaları bana
Bir şeyler söylüyor
Hadi durma git dercesine...

23 Kasım 2021 Salı

Eski Bir Evin Penceresinden



Eski bir evin penceresinden

Bir çift güvercin havalandı

Buğu buğu kokan bir çay 

Dudaklarımda,

Apansız gelirsin aklıma

Sevdiğimiz çiçeklerin adları gibi,

Teneke saksılar içinde

Pencere önlerinde birlikte diktiğimiz

Menekşeler, sardunyalar

Biliyor musun

Hepsi solgun

Sen yoksun diye, 

Dalları kurumuş. 


Şimdi buzlu bir yağmur vuruyor yüzüme

Eskiden yakmazdı ama

Bir başka esiyor

İçimi delip geçmekte

Buz gibi bir rüzgar,

Üşüyorum

İçin için erimekte yüreğim. 


Sokaklara baktıkça,

Seni hatırlatıyor bana herşey

Sarılmalar, kucaklaşmalar, utangaçlıklar. 


İnsanlar gelip geçer 

Pencere önlerinden

Sesleri duyulmayan,

Söylemem gereken bir şeyler var

İçimde kırılan

Bir umut

Gelse derim, bir umut. 


Ekmeği tuza banar yer gibi

Ateşler içinde uyanıyorum

Baka kalıyorum gidenlerin ardından. 


Bazen düşünüyorum da

Galiba kabul etmem lazım

İkimizda artık bir başkayız

Sen uzaklarda, ben burada,

Eskimiş bir aynada

Sırları dökülmüş bir yüz

Bir yalnızlık. 


Ne giden ne gelen var eskilerden

Kar yağıyor dışarıda

Yeni bir bahara zaman kalmadı

Bize galiba.  


Yalnızca bir karanfil kaldı

Pencere önünde saksıda yeni diktiğim,

Kendine yeni bir aşk büyütsün diye

Yeni bir aşk büyütsün diye...


22 Kasım 2021 Pazartesi

Gecenin Gözleri



Nereden takılmışsa aklıma
Geçmişten gelen bir şiir,

Adın eski bir öykü

Bir şarkı dudaklarımda

Gecenin gözlerinde. 


Ötelerin masalında gizli

Bir bakış attım içimden içine

Koku koku, damar damar

Nasıl da besliyor beni

Elimde tuttuğum yüreğim

Gecenin gözlerinde. 


Öyle derin sular gibi

Sarhoş bir düşe sarıldım

Islanıp geçtiğim

Akşam yağmurlarında

Sevdayı kuşanıp

Yüzümü okşuyor 

Sanki nefesin.  


Yüzünde gülümseme

Gözlerin ışıyor geceye

Esrik bir fırtına kopuyor

Dolunaydan,

Büyüyor avuçlarımda

İçli bir hıçkırık

Dokunup dudaklarıma. 


Öyle bir gece oldu ki

Öyle bir gece,

Bu gece,

Mavilikleri çekiyor canım,

Rüyalarımda yankılanmakta gülüşün

Gecenin gözlerinde için için

Telaşlı bulanık, rüzgarlarda nefesin.  


Bir ses yankılandı boşlukta

Sinmiş bir köşede gülümsüyor

Açan dem çiçekleri fısıltılarla

Bir aşkı giyiniyor gibiydi

Gecenin gözlerinde

Ellerimden öptü bir yanım. 


Sarıldığım bir düşe çekiyor beni

Gecenin gözleri,

Yüreğimin nehirlerinde bir fırtına

Dalgaların aynasında

Oynaşıyor sanki yüzün. 


Öper dudaklar hala körpe, taptaze

Gizlerini, bir gülün tomurcuğunda,

Avuçlarımda ellerinin sıcaklığı

Gecenin gözlerinde

Çekildim koynunda uykulara. 


Kim bilir belki de yine

Sarp dağların derin yamaçlarında

Sabah sabah yeniden açar maviler,

Yüzüne gonca kondurmuş gibi

Tüter gözlerinde güller

Işıl ışıl bir bahar

Büyülü kapılara açılır

Bir gün

Gecenin gözlerinden

Gecenin gözlerinden...


20 Kasım 2021 Cumartesi

Hüzündür Adı



Canımı yakıyor, canım çekiliyor içime

Gözlerimde gözlerinin buğusu

Sahipsiz bir gözyaşının kalbe akışı

Hüzündür bunun adı. 


Sanki hiç yer kalmamış gibi sevgiye

Güneş çekildi

Karanlık ektim şafaklara

Paramparça bir uçurum

Sanırım içimin bir yerinde

Yere çakıldım. 


Dinledin mi,

Hisettin mi bende ki seni

Gitmemeliydin

Bir başına kalıp, çekip gitmemeliydin

Sebebi olmamalıydın

Rüzgarlara savutmamalıydın beni. 


Ağlamakta avuç dolusu güller

Gecelerim var mum ışığında eriyen

Bu nasıl sevgiymiş ki

Nefesim varla yok arası

Gülüşünü acılardan almış

Yüküm yüreğimde

Derin yıkımlar var

Hüzündür bunun adı.  


Dilimin, damağımın taş kesilmesi nedendir

Hırçınlaşıyor gittikçe,

İri yağmurlar altında

Yeniden büyümekte hüzün sessizce 

Çok uzaklara gittin benden

Çok uzaklara

İçimden dökülenleri toplayarak.  


Bir nefes aldım içimdeki sesten

Bir resim çiziyor gözlerim

Uzak denizlerde sulara gömülü

Odaları senli düşlere boyuyorum

Hüzündür adı. 


Bana bir tutam bahar lazımdı

Su olup akmak istediğim,

İçim dışım bomboş

Hiç birşeyin anlamı yok

Nedenini sormuyorum artık

Uzak iklimlere kadar yorgun bir deniz

Sevgi yüreğimde derin uykularda şimdi

İğreti gül bahçelerinin toprağını suluyor

Alaca ikindi gölgelerinde

Selviler altında yatan gölgelerinde

Hüzünleniyor yine

Ürkek yalancı baharlara kanıp.  


Göğe yükselen bir şeyler var içimden

Neyi arar, neyi sorgular bilmem ki

Kaybolup gidiyorum, yılgın ve yorgun

Yüreğime usulca dokunan

Bir yalnızlık taşıyor zaman

Bir yalnızlık,

Hüzündür bunun adı

Hüzündür adı...


16 Kasım 2021 Salı

İçimdeki O Meçhul Deniz



Bir suskunluk var güneşin battığı yerde

Göç yollarının gölgesini hazırlıyor sanki bakışların

Uzak iklimlerden sarı zamanlardan gelen

Ilık ve içli rüzgarların getirdiği

Bir hüzün türküsü dinliyor 

İçimdeki o meçhul deniz. 


Ruhum çekildi, yenik düşlerin yatağına gömülerek

Kaç gecedir uykusuz, hep o siyah örtü kaplıyor üstümü

Öyle kazılı duruyor ki adın, içimde çöreklenen o derin gülüşün

Bir şeyler akıyor ılık ılık dokunuyor yüreğimin bir yerine

Fırtınalı bir denizde gömülü, o kutsal aşkın demi yine. 


İzini süremedim bir türlü, kanıma işliyor, beni deli ediyor gidişin

Dalgalı bir ay sularda, bir şeyleri eksik bu gökyüzünün

Kurudu kavruldu yatağında, kızgın sular

Uykuya yatırmışım sarıp sarmalayıp, kucaklar dolusu hüznü

Güz esintilerini doğuran şafaklarda arıyorum rengini gözlerinin.  


Çekildi gül kokulu ırmakların suları,sıyrılıp koynumdan

Derin bir kızıllıkta kuşanıp sevdayı göçüp gitti

Beyaz zambaklar ülkesine kuşlar. 


Adın yazılı gövdemde, bir masal düşüyor öptüğün yere

Nereden tutsam, nereden başlasam

Yıpranan yüreğimin yırtıldığı yerde

Sızlıyor içimdeki titremeler, bulaşıyor dudaklarıma mayhoş tatlar. 


Gölgeler yok, soluğum yetersiz serinlemeye

Bir derin boşluk açılmakta içimdeki o mechul denizde

Geceler kırılır, üşümüş baharlar bırakırım ardından

Acılara tutunarak yaşarım, artık sen yoksun

Sen yoksun

İçimdeki o suskun, o meçhul denizde...


Renkli Deginmeler



Uzak çok uzaklarda bir gelincik tarlası

Efsunlu kırmızı bir tat dudaklarımızda

Filizlenmekte yine türküler uzak yaylaların eteklerinden. 


Yeniden duyulur yine o uzun nağmeler

Kuytu gövdeleri sarar uzaklardan

Renkli rüzgarların fısıltıları

Bir hasret çınlar kulaklarda

Uzar gider özlemler

Gözlerin o rengarenk derinliğinde.  


Alnımız güneşe durur, yüreği gülümseyerek

Uzun aydınlık bir çığlığın ardına düşer gibi

Kırılır omuzları başakların bir kağnı gölgesinde,

Derinden gelen buğu

Taze ekmek kokusu gibi,

Çiçeklenir gidemediğimiz çıkmazlar

Nefes nefes çekilir hasret içimize belli ki. 


Yavaş yavaş sabahı bekler

Esmer bakışlarda bir gülüş, bir umut,

Derin yaralar sarılır

Boyaları devşirilir kır çiçeklerinin

Yepyeni fırçalarla bahara

Yine türküsü söylenir sevdaların

Bir sabah uyandığımızda şafağa. 


Bir gamzelik rüzgar fısıldar 

Kızılcık ağaçlarına gülümseyerek

Ötelerde berilerde yansımada güneş

Bir avuç suya düşer

Kırmızılı, sarı yeşilli

Mavi saçaklı mor ışıltılar.  


Sarasım gelir belini

Sabaha uzanan güneşin renklerini

Avuçlarıma konar usulca

Aşk kokan şiirlerin imgeleri. 


Bulutlar üstünde, su kenarlarında

Öper mavinin en güzel tonundan kırlangıçlar,

Nasılda çiçeklenmekte

Güneşe bakan pencereler

Nasılda süzülmekte öylece sessiz sedasız

Lambasını yakan yıldızlar

Köpüğüyle beraber gecelere...


15 Kasım 2021 Pazartesi

Yankı Odaları



Hani güzdür ya 

Bir yaprak düşer 

Güneş yorgun başlar güne 

Çok şey bekleme benden der gibi 

Bekler utangaç bakışlar 

Uzakları yine. 


Yemyeşil bir çayırın ortasında

Bazen kaybolur gülüşün hikayesi yüzlerde

Kaybolmak ister bir gecenin kopkoyu kıyısında

Gün olur acılar katık edilir

Yorgun bir anında, gözler konuşur

Sarmalar gururları yüzünü

Gözyaşların gölgesi düşer toprağa. 


Basarak yosun tutmuş merdivenlere, geçer zaman

Bazen bir bakışa gözler dolar, anılardan kalan

Elleri tutmayı özler

Uzakları gözlemeyi özler

Ruhuna dolar yokluğunun kasveti

Yine uykusuz, başlar geceler. 


Savrulur yürekler

Dalgaların gelgitleri gibi

Kim bilebilir ki,

Oysa, en fazla orası ağrır, 

Oraya dokunur

Kabına sığmaz asla

Çoğu zaman içinden geçer nehir

Bir gün kaldığın yerden başlarsın yine

Gecenin kıyılarında savunmasız. 


Düştüğümüz çok olur tuzaklara

Bakmayın çorabımızdaki yırtıklara

Herkesi giyinik mi sanırsın

Hayat parmak uçlarında yaşamak gibidir

Oysa ki yürekteki yırtık daha derindedir

Nefessiz bırakır sarınca sancısı seni

Uzun bitmeyen gecelerin 

Yankı odalarında.  


Yağmurun elleri gibi

Toprağın renkleri gibi

Hep boyanır ebruli tuvaller dikenli fırçalarla

Dokunur her zerresine yalnızlığın

Düşlerin, hayallerin, kavgalıdır anılarla

Yankı odalarında. 


İçinde gelecek zamanın korkusu

Her gün biraz daha çizer üzerini günlerin

Kalırsın hayallerinle tek başına,başbaşa

Uçları kıvrık sokak lambaları gibi

Uzaklaşır gider gölgeleri

Sancılı bekleyişlerin son demlerinde

Bırakır bir arafta buğulu anıları,

Suladığın çiçekler solar birden

Hayat bu, biter uzun uğraşlardan sonra bir gün

Nereye gidersen git

Bir nefes kadar yakındır ölüm

Bir nefes kadar yakındır

Yankı odalarında

Yankı odalarında.  


12 Kasım 2021 Cuma

Bir Düs Seçtim



Bir düş seçtim 
Sana ve bana, 

Avuçlarımda uyuyan bir hayal 

Ilık ılık rüzgarların estiği yerlerden gelen 

Güneşin sardığı papatyalar topladım  

Yaban otlarının arasından sana. 


Bir düş seçtim 

Sana ve bana

Öyle sarhoş olmuşum ki

Sanki yüzüne gülüyor evren

Sanki sarı bir fırtına kopacakmış gibi

Serin bir deniz bende,

Mavi nakışlar işlemekte

Gözleri gökyüzü mavisi

Saçları buğday sarısı sende. 


Bir düş seçtim

Sonsuz bir kaynaktan sızan

Ilgıt ılgıt esen bir rüzgar sesleniyor sana

Yüreğimin derinlerine iner mi

O tatlı fısıltılar bilmem

Bir çiçeğin rengi gibi kırmızı

Sürüp gidermi alabildiğince gülüşlerin. 


Bir düş seçtim

Duruyor hala kokun

İçimin en görkemli yerinde

Uyutuyorum gül tomurcukları içinde

Bakir güzelliğini yüzünün.  


Bir düş seçtim

Gözlerinde ay

Esmer yüzlü bir gece,

Avuçlarımda ellerinin sıcaklığı

Öptün, bir daha öptün

Delirtiyor beni dokundukça

Dudakların yanaklarıma,

Kaç kez söyledim durdum sana

Gizliden gizliye akıyorsun kalbime


Bir düş seçtim

Düştükçe sana tutunduğum 

Sessizce göçüp gider ruhumdan

Sızdıkça içime dokunduğun

Işığı sönmeyen masallara sığındığım

Buğu buğu gözlerinde eridiğim

Bir düş seçtim,

Her gece

Hep sen varsın, 

Hep sen

İz iz benliğimde

İz iz benliğimde...


10 Kasım 2021 Çarşamba

Hiçligin Karsı Kıyısı



Vakitsiz yağmurlar yağmakta 

Zamanın eli değdi, ıslandı yine gözlerim 

Güz dilinden, güze açılan pencerelerden, 

Gri bir serap batıyor gözlerime kül rengi 

Silip süpürmekte ortalığı,dumanı derinlere sızan 

Fazla eşeledim galiba bir yangının külünü, kanadı 

Birşeyler yıkılıyor, bir anı sarmalıyor içimi sinsice 

Gövdem deliniyor  şarap kadehlerinde acı acı. 


Oylumlu düşlerimden ıramış gibi hayalin

Mor buselerin izleri kırılgan hala dudaklarımda. 


Ne fırtınalar, ne yağmurlar görmüştü oysa bu yürek

Uçsuz bucaksız bir gecenin sabrına sığınmıştık 

Yıldızları parlatarak,

Öyle bedeller ödüyorum ki şimdi

Eşlik ediyor yanan yüreğime ıssızlığın sesi. 


Kaçmaya çalıştım kaçamadım düşlerimden

Nereye gitsem hep yanımdaydın

Ellerin gezinmekte sanki, yağmur damlası gibi dudaklarımda,

Dayanılmaz bir acının pençesinde

Dokunuyor yüreğime, tanıdığım o yara kanıyor yine

İliklerime kadar işlemekte hayalin. 


Uzaktaki, yakındaki tüm anıları toplayarak

Yakıp kül ettim, yarını olmayan zamanların saatlerini

Yarını düş edemedim

Kadehler tokuşturuyorum, 

Kırılıp dökülmekte aynalar. 


Canım daralıyor

Uykusuz sığ derinliklerde vurgun yedi yüreğim

Toplarım çılgın bir denizin sularını

Uzun uzun gövdeme akıtarak

Sineme çekilirim.


Aykırı sularda başlar şimdi içime yolculuğum

Derinden derinden nefes alır göğsüm

Burnumdan solurum

Yüzerim düşe kalka, dalgaları kucaklayarak 

Hiçliğin karşı kıyısına, 

Yüreğimle...


7 Kasım 2021 Pazar

Vurgun



Ufkumda her akşam elim böğrümde 

Avuç içlerime bıraktığım yüreğim 

Kanamakta ince ince 

Arar öyküsünü.   


Kızıl bir yangının eteklerinde 

Varsın mevsimler değişsin 

Tutkularım, arzularım, umutlarım

Varsın gece ve gündüz erisin. 


Nasıl anlatılır ki bu hikaye

Bilmem sana neden vurgunum

Ne kadar çok şey var içime akan

Kimi zaman öylesine serin.  


Çekilmez bir ağrı

Senin olmadığın zamanlar

Ötelerde yalpalanan vurgun yemiş bir yakamoz

Sevgi dokumakta ellerinden dolunay. 


Bir uçurum büyür içimde

Hercai bir menekşe nasıl da çiçeklenmekte

Kimi çıkmaz sokaklara girerim

Uzayıp gider gölgem

Çığlık çığlığa vurgun yemiş yüreğim. 


Buzlu bir gövdeye çarpıyor buğulanıp sesim

Şarklar dökülüyor dudaklarımdan

Koskoca bir şafak koyulmak üzere

Karanlığın sustuğu yerden

Çoğaltıyor maviyi kuşanarak sabaha. 


Biliyorum bu bir seraptı belki

Dolaşıyorum kıyısında mavinin

Şarap rengi çiçekler derledim dudakların gibi

Sen ötelerde süzülürken.  


Rüzgarın sesi

Günışığı daha sevimli vuruyor anlıma

Vurgun yemiş bir yürek

Filizlenmeyi bekliyor

İnce ince sızlayarak

Şiirlerimde bir yer arıyorum

Seni sevdiğimi oraya gömmek için


Ne çok şey varmış oysa

Ne çok şey anlatacak

Sana vurgun olduğumu

Sana anlatmak için,

Yüreğim...


5 Kasım 2021 Cuma

Yüzlesme



Düşer anılar, sızar uykulara 

Yüzleşir kendi gölgesiyle 

Tamamlanmamış resim bir tuvalde 

Yeniden büyür sessizce bir yangın içimizde.  


Süzülür bir hayalin koynundan 

Gözyaşın yakar canını 

Yağmur olur yağar ırmak gibi 

Gecenin gözüne 

Yüzleşir bir karanlığın içinde

Yalnızlığın. 


Ellerin uzanır gökyüzüne

Özlediğin güneş çok uzaklarda

Ulaşamazsın ki

Üşür parmakların, sadece üşür

Yüzleşir gerçeklerle


Sisli ağırlıklar çöker

Dolaşır efsunlu dumanlar başımızda

Yağmurun dilleri uzanır bazen

Tutuşur yüreğin

Yüzleşir mavilerle.  


Zaman erir infilak eder imgeler

Ayıklamaya çalışır yavaş yavaş

Bir daha, bir daha yüzleşerek anlamsızlıklarla

Hala sımsıcak ve biraz boynu bükük şiirler. 


Dudaklar titrer hiç olmadık nedenlerle

Kavrulur içimizdeki ürpertiler

Yokmuşuz gibi sayıp gideriz günleri

Kaş göz arasında zamanla yüzleşerek. 


Gülümsemek eski bir maskeydi oysa

Gölgelerini silmekte yüzümüzden zaman

Durmaksızın üstümüze serilen bir sis

Acılarla tutuşan

Yüzleşmeler çoğalmakta içimizde...


O sen miydin yoksa

Ateşler içinde 

Uykusuz gözlerimi avuçlayan,

Gökyüzü masallarından sıyrılıp gelen

Yatalak aynalarla yüzleşip

Gelen, o sen miydin yoksa...


4 Kasım 2021 Perşembe

Baslar İçime Yolculugum



Uzun bir yolculuk olacak anlaşılan 

Benim içime bu yolculuğum, 

Erkenden güneşin batışı nedendir 

Yüreğimin uç noktalarına uzanan bu huzursuzluk 

Anlayamadım niye 

Sahi bu ani tedirginlikler nedendir.  


Şuramda, ta şuramda dolaşan

Göğsümü tırmalıyor, lime lime doğruyor

Kırık dökük bir sabır değirmeni,

Öğütüyor galiba

Yelkovanla akrebin hep, hasreti gösterdiği zamanı. 


Yine beni kandırıyor

Yanaklarıma kondurduğun öpücük

Bir hayal şimdi, ellerimi uzatsam sana

Dokunamıyorum,

Yalçın sıradağlardan

Çiçekli bahçelere açılmaz oldu kapılarım.  


Uzaktan uzağa kulağımda yansıyan

Gittikçe uzaklaşan bir ses var içimde

Içimin belirsiz simsiyah bensizliğinde

Kaybolup gidenler var benden bende. 


Bir türlü aklımdan çıkmıyorsun

Göğsümdeki bu yangınlar bir türlü sönmüyor,

Nerden nasıl çıktı ki bilmiyorum

Ellerimde açtırdığım

Avuçlarımda boğuldu karanfiller. 


Dermansız titreyen bir beden,

Sığ çığlıklar yükseliyor

Gözlerimden yüreğime inen

Islanmış gözyaşlarım,

Yüreğimin ücra köşesinde

Bir denizde  dalgalanıp durmakta,

Hüzünlü şarkılar dilleniyor

İçimdeki seslerden. 


Biraz dönüp bakabilseydim

Gün doğumu vakitlerine

Kalbimin serin ırmaklarına akan sulara.  


Bugün de akşam oldu yine,

Yeni yetme bir masal yangınlarından kaçırılmış

Savrulup duruyor yüzümdeki kapkara bulutlar. 


Kendime uğradığım limanlarda

Yine baştan aşağıya

Acı bir tebessüm konar yüzüme

Vakti geldimi bilmiyorum ama

Başlar içime yolculuğum

Başlar içime yolculuğum...


3 Kasım 2021 Çarşamba

Kalırsa Bir Kaç Siir Kalır Benden Geriye.



Bitti Ekim yine bitti, bezgin bir sabah 

Nasıl anlatsam ağaçsız kuşsuz gölgelerdeki sevileri 

Acı bir çay burukluğu dudaklarım, 

Yitik cennetin yolunu kaybetmiş gezginler gibi 

Karşımda bir duvar dibinde ağlamaklı 

Sararıp dökülmüş yapraklar.  


Kasım gelmiş

Örter üstümü bir yığın ağır sessizlik

Yaşadığım aşklardan öykündüğüm

Göç yoluna düşmüş vedaları hatırlatır bana,

Nasıl da aklımı almıştı başımdan

İçimde filizlenen bir gül, bir boşluğu büyütürken

Uzayan dalların dökülen yapraklar gibi

Ta derinlerdeydi aşkın kökleri. 


Ne hüzünler biriktirdim, ne göz yaşları döktüm

Ne ayrılıklar yaşadım, ne çok gidenler oldu içimden. 


Bir dal incelir dolar rüzgarlar

Çöker yüreğime uykularıma sessizce,

Acılarla yoğrulmuşum meğer, yorgun düşmüşüm

Oysa, taze tohumlar ekiyordum susan dudaklarıma. 


Avuçlarımda güz yaprakları, Ekim' den kalan 

Uzun hasretlerin arifesinde hatırlanmaz ki zaman

Sadece kalandır vedasız ayrılıklar bana. 


Kasım gelmiş gün akşam olmuş

Uzun gecelerin bastıran yağmurlarında

Hep bir ağızdan şarkılar söylemekte

Pencere camlarına vuran damlalar,

Bazen acıyı, bazen kendi içini hissedersin

Bazen yüreğini yakar yalnızlıklar. 


Çınlar kulağında bir derin deniz

Seslerin çekilir kıyılardan,

Galiba alışmak gerek yavaş yavaş 

Aşkla yeşerip, aşkla solan yaprak dökümlerine.  


Sesin kalmaz sözün kalmaz anlatacak

Sevinirim yalnız belki  buğulu camlarda kaldıysa eğer izin

Tek başına yaşanmaz ki sevdalar

Sarılıp sürgün yağmurlarda kaybolmak gerek. 


Düşer yollara vedalar

Bıraktığım hiçliktir arkamdan, Kasım' a kalan

Onlar da gitti neredeyse

Yorgun ağırlığıyla

Kalırsa bir kaç şiir kalır benden geriye...

 


2 Kasım 2021 Salı

Deniz, Mehtap ve Gözlerin.



Nasıl da değişti birden, içimde fırtınalar koparmakta olan sevdan 

Yaralı zamanların çiçeğini okşar gibi, gök mavisi gözlerin 

O içten sımsıcak gülüşlerin, o efsunlu çiğin ıslak kirpiklerinde saklı kokusu hala 

Yürek yangınlarından kaçar gibi, göğsümü sıkıştırmakta nefesin.  


Senin için uzanıyor ellerim yıldızlara, bir duygu sarmalayıp içimi

Sonra, başlar hep yalım yalım sarsıntılar, yakamozlarda yüzün

Damla damla sanki, içimi delen bir fısıltı dolaşıyor yüreğimde. 


Martılar gibi sırılsıklam, elimden tutup ötelere kaçışan

Gözlerin hatırlatıyor bana deniz kuşlarını çağırır gibi

Devinip duran garip bir telaş var içimde

Bir vurgun bu sevda, bir yağmur iniyor yüreğime gökyüzü eteğinden. 


Bir köşede yalnız günahsız uykulardayken mehtap

Fırtınalı bir deniz

Aklım almıyor bir türlü, çılgınlık bu biliyorum

Aşkın en güzel şarkısını dokuyor dudaklarıma dudakların. 


Öylesine sessiz, öylesine nefessiz durgun bir deniz gözlerin

Derin tatlı bir sızı kaplar birden içimi

Dolunay gecesinin öteki ucundan, göz bebeklerime uzanmakta gözlerin,

Sarıp sarmalıyor usul usul beni mehtap ve deniz.  


Yıldızlı gecelere sığınırken, içiyorum o kıpkırmızı şaraptan

Nasıl da çıldırıyor dalgalar mavi titreyişlerle mehtaba bakaraktan

Nasıl da mayalanıyor pırıl pırıl çıplaklığı ile

Suyun aynasına vuran gözlerin/yüzün. 


Aşktı ufuk ötelerinden mehtaba sarkan gözlerin

Ay öpüşmekte köpüklü denizin altında dalgalarla şimdi

Bir rüya mıydı yoksa bu, gözlerine yaptığım yolculuk

Bir rüya mıydı bu

Bilmiyorum...


1 Kasım 2021 Pazartesi

Düstük Bir Yalan Düsün Pesine.



Düştük bir yalan düşün peşine

Elimizle kazıdığımız yalnızlık çukuruna atmışız yüreğimizi 

Kaçmışız gerçeklerden, dost sandığımız bir başka gerçeğe sığınmışız

Kırık dalgalı denizler gibi eğreti duruyor sevgiler içimizde. 


Bilir misiniz dağ başlarında açan uçurum çiçeklerini

Dikenli tellerle çevirmişiz doğayı

Kendi yarattığımız,yığmışız beton mezarlığına şehirlerimizi,

Deniz uykuda, insanlar,sandallar, çiçekler, kuşlar

Nar rengi şafakların dumanı yavaş yavaş eriyip solmakta. 


Bir kaç saat önceki gülüşün neşesi yok yüzünde insanların

Kapkaranlık bir renk cehennemi içinde uykusuz gözlerimiz

Birbirine sırtı dönük çevrili susarak 

Birbirimizden çok uzaklaşıyoruz

Makineleşmış ruhlarla, kitaplarla durmadan konuşup duruyıruz.  


Üzerimizden esen, rüzgarlarımız çalınmış olanca yumuşaklığı ile

Büyük bir ustalıkla susturuyoruz içimizdeki uğultuları

Belleğini yitirmiş geçmişin unutkan düşleri şimdi uykularda. 


Serin dağların yamaçlarından, düşlerden seslenen ırmaklar akmıyor

Mutlu masallar tutsak ötelerde,zifiri karanlığın en dibinde,

Hengamelerle, gözyaşlarıyla uçuk sarı bir hüzne sarıldık

Eksilmekte gölgeler, uykusuz sancılar başlamakta yüreklerde. 


Sevgisiz yaşıyoruz

Yalnızca kendini seyrediyor yüreğimiz utanarak

Düşmüşüz bir yalan düşün peşine,

Dudaklarımızda gezinen o kızıl şaraplar

Gözlerde yalazlanan o yürek çarpıntıları

Sarhoş etmiyor bizi artık

Sarhoş etmiyor bizi ...



31 Ekim 2021 Pazar

Romantik Bir Gece.



Dışarıda usul usul yağan bir yağmur

Damlaların pencereye vurduğu bir gece

Sarhoş olmak istiyorum seninle bu gece,

Yanmakta olan bir mum masada

Bir müzik

Belki de dile getirir iğnenin altındaki bir plak

Rüzgar, keman ve yağmur aşkımızı

Belki birer kadeh içeriz

Yanyana birlikte oturup

Sarhoş olmayı özledim seninle ben,

Bir şeyler anlatırsın yine

Eskilerden bir şeyler bana

Ta sabaha kadar devam eden

Kulağıma fısıltılarla. 


Yağmurun sesini dinlerken

Gözlerim takılı kalır gözlerine

Senin yanında yırtılır

Senin yanında

Deli gibi çınlar zaman

Yıldızların yavaş yavaş sönmeye başladığı

Son kadehtir dökülen

Yudum yudum bardağa ,

Şafak söker birden

Bir nar rengi sabaha

Koca bir okyanus devrilir 

Üstümüze masmavi...


28 Ekim 2021 Perşembe

Mavi Ask



Bir rüzgar eser gözlerinden, soluğu nefesimde

Ilık ılık koynuma süzülen,

Sonu gelmeyen bir akşamın içine bıraktım maviyi

Ötelerden esen rüzgarlar mavi aşklar getirmekte

Öteki ırmaklara katışmaya. 


Beni uzağa taşı ne olur gölgelerden korkuyorum

Seviyorum senin o süslediğin yıldızlı gecelerin yaldızlı gülüşlerini,

İçimde başedilmez volkanik patlamalar var

Yakamozlara düşüyor yüzün.  


Konuşamıyorum,

Issız uzaklıklara vuran ışık tanıdık

Yüreğimi kelepçeleyen dokunuşların mavi utangaçlıkları var,

Ürkek bir ardıç kuşu gibi sanki

Gittiğim yönde kayboluyorum, uzaklarda.  


Gözünde yalazlanan yürek çarpıntıları

Süzülmekte derin bir maviye

Kaç uykuya yatırdım, kaç şafağı uyandırdım

Efsunlu düşler serpiştiriyorum şimdi gecelere.  


Nasıl bir şeyse aşk

Yağmurlarla karışık bir başka şey geziniyor içimde 

Bir avuç su gibi

Biraz dalgalı, biraz kımıl kımıl, biraz durgun

Bir sevdanın girdabına kapılmış gibi yüreğim.  


Sığındığım limanın mavi koynundan

Gün yüzüne doğru kapıları aralayıp

Aşka kucak açmak istiyorum güneşin kollarından,

Yerleşip duruyor şimdi bir dağ gibi içime

Bütün güzelliğini sunarak sevda...


26 Ekim 2021 Salı

Yine Safak



Ve, 

Şehrin son ışıkları söner 

Şafağa çekilirken gün 

Geceyi sağaltan bir gamzeyle uyanırım düşlerimden 

Sabahın kollarına bırakırım yine kendimi 

Kor gibiydi gecenin sabaha bakan gözleri 

Kanayan bir gülün bakışı gibiydi 

İsmini kim koydu 

Bu lal bakışlı gülüşlerin

Bilmiyorum. 


Ufukta göğü çalkalayan

Köpürmekte yatağında 

Kızıllaşan şafağın yine ırmağı 

Kor gibi bir yanlızlığın bağrında gömülü

Ne vakittir sırlıydı oysa, 

Dipsiz derinliğinde kalbim. 


Birden;

Tenimden damla damla 

Birşeyler sökülür

Eritir şafakları

Bulutlarda bir telaş

Uzaklardan gelen 

Bir gökgürültüsü

Pürtelaş bir ışık huzmesi,

Camların buğusundan tavlı

Bir yağmur 

Sonra toprak kokusu

Yoğrulmuş fısıltısıyla

Titreyen kirpiklerime

Islanır gül kurusu saçlarım

Kaybolup neden sonra

Tekrar kaybolup gelen düşlere

Uzaklardan aşıp gelen sabahtır

Belki çiçekler doğuran

Gökdenizinde gözlerinin

Her tohumu sarmalayan

Yüreğimizi titerten

Yine şafaktır

Yine şafaktır

Gelen...