31 Ağustos 2020 Pazartesi
Cemal Çelik
31 Ağustos
0
Yaz bitti
New
Yitirmiş tılsımını artık sevdalar
Güneşin donuk sarı ışıkları arasında
Gölgeler çizmiyor sevda resimleri artık.
Yıldızlar kaybolurken kuytularda
Maviler çekildi gökyüzü karanlık
Sustu deli dalgalar, martılar ve deniz,
Gözlerim çok uzaklarda bir şeyler arıyor gibi
Yağmurlardan geri kalan yosun kokusu gibi
Sokaklar ıslak ve buğulu.
O sahil çay bahçelerinin mavi ışıkları sönmüş
Sandalyeler toplanmış
O aşk şarkıları susmuş,
Bir iğne batışı gibi dudaklardan anılar
Hüzünlü gözler, acılı kadınlar ve kızlar,
Serin yaprakların gölgeli yalnızlığına
Bıraktılar kendilerini,solgun bir ten gibi.
Kaybolan bir zaman dilimi içinde
Işıltılar dağılırken, sabah
Kırık kanatlarıyla göçüp gitti kuşlar
Galiba yaz gitti
Yaz bitti...
Cemal Çelik
31 Ağustos
0
Eylül'dür gidisleri
New
Gökyüzü bahçelerinden
Maviler soldu ufukta,
Başaklar boylu boyunca güz sarısı
Bir hüzün yürüyor yüreğime..
Hoşçakal baharım
Hoşçakal bahar sevdam,
Ayrılık düşüyor düşlerime
Ellerine dokunamadığım
Yasaklı kapılardan geçiyorum.
Bir hışırtıyla uyanıyorum
Ürperiyor içimin acemi kuşları, telaşlı
Çılgın bir ırmağın eteğinde
Göçe hazırlanıyorlardı,
Anlasana ey aşkım
Eylül' dür gidişleri....
Cemal Çelik
31 Ağustos
0
Uzaklarda biri var
New
Uzaklarda biri var
Hayatıma dokunup geçen
Söylemek mümkündü oysa
Söyleyemedim,
Sustuklarım var
İkimiz içinde en iyisi buydu belki
Kolay değil bu yaştan sonra baştan başlamak
Uzun vadeler sunmak hayata kolay değil,
Kısır döngü bu aslında, adına dünya dediğimiz
Yüreğimin sesi olsaydı eğer kömürleşirdi her şey.
Uzaklarda biri var
Hayatına teğet geçtiğim biri var
Söylemek mümkün
Söylesem canım yanacak biliyorum
Hüzün,
Sana giden en kestirme yol
Şiir
Ağlaşıyor çaresizliğime kelimeler.
Biri var
Hayatına saplandığım...
30 Ağustos 2020 Pazar
29 Ağustos 2020 Cumartesi
Cemal Çelik
29 Ağustos
0
Eylül'ün elleri
New
Rüzgarın sesiyle uyanıyorum bu sabah
Bir güz dönencesine giriyor çığlık çığlığa zaman,
Yazdığım şiirler çoğalıyor Eylül'e dair
Unuttuklarım da bir o kadar.
Elinden tutmak istiyorum Eylül' ün
Mavileri derleyip toparlayıp
Avuçlarıma düşmesini istiyorum yıldızların.
Geçmişte kalan aşkların tadını bulamadım hala
Dünde kalan sarı yapraklar arasında unutulmuş
Kırık ayaklı tahta iskelelerde.
Kulaklarımı tırmalıyor
Hüzünlü kuş sesleri sonbaharın,
Sarı renkli bir ırmak akıyor şimdi
Soğuk, umarsız bir denizin koynuna süzülen.
Ağustos'ta ha çekildi ha çekilecek
Sönecek gökyüzünün kandilleri
Ve güz yağmurları yağacak
Derin kuyuları dolduran.
Kronik sancılarımız depreşecek yüreklerimizde,
Ah nerede o eski sevdalı düşlerimiz
Ah o naftalin kokulu sabahlarımız...
28 Ağustos 2020 Cuma
Cemal Çelik
28 Ağustos
0
Bağ bozumu hüzünleri
New
Hercai sessizlikler içindeyim geceye sığmıyor sevdam
Bir hüzün sarmalıyor yüreğimi
Bir kaygı sarmaşıklıyor gökyüzünün derinliklerinde bulutlar
Avuçlar dolusu kuru yaprak Eylül kokusu soluyor odama
Bir yağmura yakalamıyorum, düşlerim sırılsıklam.
Vazgeçerek düşlerimizden kıraç topraklara doğru
Nasılda karışıyoruz bağ bozumu akşamlarına, sağanaklara karışarak.
Azar azar yırtıyoruz ilk yazların aşk kokulu, parçalı bulutlu öykülerini
Avuçlarımıza yığıp durduyoruz başımız döne döne ekşi nar tanelerini
Yudum yudum kızıl kadehlerinden içiyoruz
Bağ bozumu güz yapraklarının örttüğü gölgelere uzanarak.
Şafağı iki kaya arasından pusuya düşürüyor
Adım adım boşluğa düşüyor ellerimiz dokunduğumuz her yerde.
Yüreğimin dışına taşan, esen hüzünlü bir rüzgar var şimdi,
Ah işte aniden böyle mi gelir yoğun duygular altında sonbahar ?
Eylül'le koyulaşıyor geceler yıldızlar ayaza gömülerek
Her gece balkondan sızarken ay
O incecik cilveli dokunuşlar sızmaz artık tenimize
Rüzgarların toprağa düşürdüğü tohum kalır sadece geriye
Bir sonraki bahara çiçek açmak için ağaçlar ve bahçeler...
Cemal Çelik
28 Ağustos
0
Zamanın öteki yüzü
New
Derin kuytulara düşen bir çıkrık
Bulanık sularını çektiğimiz kuyudur zaman.
Alın çizgilerimizde hüzün yüküyle terleyen
Kasvetli sisli dağların adıdır
Kınından çekilmiş sinsi, sivri dilli bir bıçak,
Türkülerde, şarkılarda, ağıtlarda bezeksiz sözcükler,
Bir sestir dağların ötesinden yankılanan.
Karanlık menzillere doğru koşan yıldızsız bir gece,
Mavi denizlerde çırpınan bir hayal perdesidir.
Aşk yorgunluğu çekmiş yüreklerin
Kırık aynalardan yansıyan paramparça yüzüdür.
Hiç bitmeyecek sandığımız, avuçlarımızdan kayan
Karmaşık nakışlı bir hayatın izidir zaman.
Soğuk kafeslerde üzerimize örtülen bir tüldür
Ölümün soğuk yüzüdür zaman...
Cemal Çelik
28 Ağustos
0
Hadi tut ellerimden
New
Ne mi istiyorum ?
Tut ellerimden
Bu şehrin gürültüsünden kaçıp
Sakin bir yer, bir sahil kasabası
Seninle baş başa kalmak istiyorum.
Yağmur ve rüzgarlarla haşır neşir
Yanık tarçın kokuları
Rüzgarı, yağmuru
Sarı-yeşil yaprakları
Sarı baharı
Eylül gibi bir şey istiyorum.
Hadi tut ellerimden
Kıralım kalbimizin hapsolduğu bu kafesi
Baharı karşılayalım seninle
Sarı-yeşil baharı
Eylül'ü...
27 Ağustos 2020 Perşembe
Cemal Çelik
27 Ağustos
0
Geceler boyu
New
Bir yokluk girer içeri
Her şeye siner o eksiliş
Bir boşluğu arar gibi geceler boyu
Irayan ve incelen bir yoldadır gözlerim.
Tek kişilik hüzünler başlar
Terk edilen odalarda,
Isınamadım bir türlü
İnce boyunlu ayrılıklara
Yırtamadım bir türlü
Yüreğimin perdelerini,
Vurup gittin yanımdan
Geçip gittin
Öteki denizlere karışarak.
Düşler büyütmüştüm oysa sana
Uykulara gömülmüştüm
Senin için geceler boyu,
Şiirler yazmıştım dibini şafağa bırakan
İçten öyküler yazmıştım bahara
Seni anlatan unutulmaz şarkılara sinen
Saçlarının kokusunu yazmıştım.
Sürgün yedim sevdalı ayrılıklara
Mavi o eski mavi değil artık
Bir uzaklıkla dolu şimdi içim dışım.
Gözlerimde güzden kalma bir gece
Loş ışıklar içinde
Sessizce boynu bükük
Canıma tak diyen yalnızlıklar uç vermekte
Dalgalı denizler gibi hüzünlü
Asılı kaldı sevdalarımız şimdi
Sana işlediğim aşkın gergefindeki nakışlat... Geceler boyu
Cemal Çelik
27 Ağustos
0
Vakit mi bulamadık sevmelere acaba?
New
Sesini arayan rüzgar
Hayli huysuz bugünlerde,
Deniz öylesine hırçın deniz değil
Öylesine dalgasız suskun
Öylesine yürekler acısı
Mavileri çekilmekte ufukta,
O sahil çay bahçelerinin
Işıkları sönüyor yavaş yavaş
O çılgın şarkılar çalmıyor artık.
Görünür birazdan
Gökyüzünün kara bulutları
Sonbaharda ha serdi
Ha serecek yapraklarını.
Mevsimi çoktan geçti galiba
Bizimde içimizde büyüttüğümüz sevdaların,
Gecelerin ayazı işliyor artık içimize yavaş yavaş
Bir hüzün büyüyor avuçlarımızda güze benzeyen,
Yokuşlarda küfe taşıyan yorgun düşmüş hamallar gibi
Yüzümüzü kaplamakta derin çizgiler.
Acaba,
Neden ağırına gider ki insanın
Bu mevsim değişiklikleri
Neden,yoksa çok mu geç kaldık
Vakit mi bulamadık sevmelere acaba?
Cemal Çelik
27 Ağustos
0
Belkide göç vaktidir çocugum
New
Gizlice ağlıyorsun
Gidenler gitmiştir artık çocuğum
Biliyorum,
Bir yalnızlık büyüyor içinde
Hüzünlü bir deniz gibi
Dalga dalga vuruyor yüreğinin kıyılarına
Hoyratça.
Birbirlerine ne çok benziyorlar
Bazıları;
Bak
Demir kapılar ardındaki paslı yüzlere
Hepsi senin gibi,
Kömür gibi tutuşmaya hazır
Çiçek gibi ışıltılı gözleri,
Avuntusuz gecelerde medetsiz kalan
Beyaz kanatlı kuşlar havalanacak yüreğinden,
Kim bilir belki yarın
Belki bugün
Belki de şimdi
Göç vaktidir
Özgürlüğün kapılarına açılan...
26 Ağustos 2020 Çarşamba
Cemal Çelik
26 Ağustos
0
Bir vapur
New
Hüzünlü ayrılıklara sensizlikler düşünce
Öyle durur ötelerde bir liman biraz mahzun
Biraz kırılgan deniz,biraz mahmur.
Gökyüzünde bir başka grilik var bu gece
Bulutların gölgesinde uyuyan yıldızlar üzgün
Denizde yabanıl gizli bir gönül yorgunluğu
Gül oyası gibi yırtılan mehtap, ayrılıklara gebe
Sanki bir şeyleri bekler gibi nedensiz.
Kaybolan bir ay ötesi karmakarışık
Hangi kuşluğu aralar zaman bilmem, martılar telaşlı,
Gecede hafif hafif esen bir yel
Karanlığa gizlenen, bir bilmece gibi fısıltılar
Uzaklara teslim edilmiş düşler
Dumanı derinlere sızan
Denizi eşeleyen bir vapur ayrılıklara doğru
Boşluğa düşen hayaller...
Cemal Çelik
26 Ağustos
0
Bir seyler var gözlerinde
New
İçimde sakladığım resimlerden farklı bu bakışlar
Ötelere çekilmiş tuhaf bir mavilik var gözlerinde
Özgürlüğünü yitirmiş , solgun korkak bir bakış
Loş kafeslerin ortasında güvercinler gibi tedirgin.
Bir dönenceyi bekliyor gibi gördüm gözlerini
Uyanmıyor bir türlü uykusundan, iki büyük çöl gibi
Ateş burgacında dönüp duruyor gece gündüz
Çıkar mı bu araftan, şafağa maya tutar mı bilmem
Kazıdıkça yavrulayan habis bir ur gibi gözlerin.
Gündüzden kalma gölgelerin izleri var gözlerinde
Bozulan kırlangıç yuvaları gibi ,perdeleri teğelli
Son günah oyunlarının harelerini kuşanıyor sanki,
Ak damlalarını damlatıyor kavrulan hüzünlerinin
Kuruyan gözyaşları siniyor her şeye şimdi
Dalgın bakışlarla, süzgün şafaklar gibi...
Cemal Çelik
26 Ağustos
0
Eylül tedirginligi
New
Eylül tedirginliği şu an benimkisi
Tutuşuyor şuramda bir kıvılcım
Yok olmuyor bir türlü gittikçe yalnızlaşıyorum
Katlanılacak bir şey değil bu senin yokluğun
Kokunu gönder bana ne olur
Bahçeler nasıl olsa yeniden donanır çiçeklere.
Azar azar yoksullaşıyorum
Bitmeyen bir sızı var yok olmuyor bir türlü
Hüzün tarlalarından geçiyor soluğum,
Kaçıp geleyim diyorum yanına
Adımlarımdan bilirim, varamam belki yarına.
Seni sevmekten başka niyetim yoktu inan
Seni kendime katmaktan, sarmalamaktan başka
Bir masal bahçesine birlikte girmekten başka.
Belkide biraz hesaplaşıyorum kendimle
Güz akşamlarında yalnızlıklarla,
Başka şeyler zoruma gitmiyor da
Dilimin ucunda kalan söyleyemediklerim
Sustuklarım, suskunluklarım
Yarım adım bile atamamak
Zoruma gidiyor Eylül tedirginliklerim...
Cemal Çelik
26 Ağustos
0
Güz vurgunu
New
Gözlerim uykusuz avuçlarım ateş içinde
Sarı soğuk bir sabaha uyandım bugün
Sanırım gitmelere meyilli
Güz vurgununa yakalanmış kuşların
Çığlıkları duyuluyor ötelerden.
Birdenbire nefessiz kalıyor yüreğim
Üşüyorum;
Sarıp sarmalıyorum yansıyan ışığını güneşin,
Avuçlarımda güz vurgunu yapraklar
Gözlerimde o saf çocuksu düşler
Hala tutuğum
İçimdekileri dışa dökmekte galiba,
Ellerim göğsümde seyrediyorum
Güz vurgunu kuşlarının göçüşlerini.
Kim bilir kaç deniz aşacaklar
Kim bilir kaç kere yorgun düşecekler
Kaç kere gönül yorgunluğu çekecekler
Yağmurlara karışıp kaç vurgun yiyecekler
Çiziyor zaman yine vurgun yemiş hüzünlü yolculukları
Sanki gözlerimin önünde,
Güz ırmaklarına akan
Beni bekliyor gibi sonbaharın hüzünlü kapıları
Hazan dilinden artık bütün türkülerim
Eylül'e bakıp ta söyleyemediğim
Vurgun yemiş şiirlerim...
25 Ağustos 2020 Salı
Cemal Çelik
25 Ağustos
0
Toy sevdalar
New
Katışıp türkülere çığırdığımız
Nakış nakış işleriz toy sevdaları,
Kulaçlarımızı ardına değin açar
Selamlar ulaştırırız savrulup
Büyüyen bir mavi iklime
Devrimler yaratırız yeniden
Sonsuzluğun çiçek bahçelerinde,
Patlayan bir sürgünün gülümseyişini seyrederiz
Döndürülmez bir yola çıkmak üzere şimdi güneş
Yağmur ve kıvılcımlar damlatarak toprağa...
Cemal Çelik
25 Ağustos
0
Gittin bir anda
New
Gözlerim ırayan incelen bir yoldadır
Ötelerde bir yerlerde kaybolup giden sensin
Beklenmedik bir anda giden, sen bunu biliyorsun,
Neyi taşır şimdi yüreğim
Kime okurum artık sana yazdığım şiirleri.
Bütün kuşlar dolaşıyor deli dolu içimin kafesinde
Şimdi etrafımda, bölünmüş uykularımda
Bütün renklerin söndüğü, ışıkların sustuğu
Bütün çiçeklerin solduğu, kavrulduğu yerde.
Gittin;
Beklenmedik bir anda gittin
Dönüp arkana bakmadan, yüreğimi de alıp gittin
Dinmek bilmiyor gözyaşlarım
Bir derin kuyu daha kazıyor,
Okşayıp duruyor bir kor ateş yüreğimi
Hüzün ve ızdırabın en yoğun olduğu yerde
Derinden,
Sesinin yankılaşını anımsatıyor bana
Bastırılmış aşkların çığlığını kalbim.
Can evimin ta içinden vurdun beni giderken
Mavi, kırmızı derinliklerde yaşadığımız
Çığlık çığlığa yarım kaldı sevdalarımız
Yarım kaldı seni öpüp koklamalarım
Seni sevmelerim yarım kaldı süt beyaz ürpertilerim...
Cemal Çelik
25 Ağustos
0
Bozguna ugrayan düsler
New
İri bir fırtınanın ortasındasın, üşüyorsun
Savrulup duruyorsun dolunayda
Üzerine mavi bir yorgan çekerek
Yıldızların sıcaklığında ısınıyorsun.
Kim bilir kaç fırtına ile sabahlayacaksın
Uğultular içinde düşlerine tutunarak, en zorlusundan.
Rüzgarlarla karışık başka bir şey geziniyor içinde
Hüzünlü korkuları var içindeki sevdaların
Yüreğinde büyüttüğün o eski öyküleri anlatan.
Suskunlukları var
Karanlığın ötesine uzanan gelgitlerin.
Korkular sindiriyorsun sözcüklerine her gece
Ne zaman yıldızları yanar bu gökyüzünün
Bilmiyorsun,
Ve nasıl çıkılır bu deli dalgaların vurduğu düşlerden
Nasıl çıkılır akşamcı meyhanelerinden, yalnızlıklardan.
Hiç kimseler kalmadı bu kasvetli gecede
Kapkara bir akıntı dibinde sesin boğuk boğuk,
Neler geldiyse başına
Demirlenmiş gözyaşları yağmurlu gözlerinde.
Yine gölgeleri dokuyor şiirlerde yüreğin
Yine yel değirmenlerini kovalıyor
Ayak izlerini bırakmadan bir kedi gibi düşlerin.
Ötelerde sular daha derin, fırtınalı dağlar var
Sen sustukça gece üşüyor, kıyıya vuruyor balıklar
Avuçlamaktan sakındığın sulardan,
Düşlerini harmanlıyor ateşli aşkların
Yorgun, argın, tepeleme yoksunluklara sığınarak
Vurgun yemiş düşlerin...
24 Ağustos 2020 Pazartesi
Cemal Çelik
24 Ağustos
0
Mavi fırtına
New
Kan kırmızısı akşamların indiği denizlerde
Yırtılıyor rotası çatal sevdam
Sızıyor yine bulutlar arasından
Kırılmış yıldızları gökyüzünün.
Ay'ın gölgesi düşüyor denize
Rengine boğarak beni
Soluksuz düşüyor gecenin ortasına.
Yaralı martılar geçiyor çığlık çığlığa
İçimin duvarlarına çarparak,
Ruhumda devşirilmiş zifiri karanlığa doğru
Kıyısı çekilmiş denizlerin,
Uzak sevdaların ,türküsü ölüyor avuçlarımda.
Kendince yeşeren tılsımlı bir bahçe gibi
Yıldızlı bir gök altında, ılık ılık akan
Mavi balonlarla süslü
Hani, susarsın ya bazen sessizce
Belki de susarak çok şey anlatıyordu deniz.
Acıyan, eskiyen seven, biraz da korkutan
Lanet olası çokça korkutan
O mavi fırtına.
Her karesi fırtınalı
Hafif bir mavilik bulaşıyor gözlerime,
Denizlerden akıyorum okyanuslara
Ulaşıyorum akıntısız kıyılara,
Gül kuruşu bir sevda suluyor sancılarımı
Göğe dönüp yüzümü
Çiziyorum gözlerinden bir mavi, birde kırmızı
Bir gök kuşağı,
Bakıyorum;
Ay ve güneşin suya yazdığı mavi derinliğe
Kırılmış şiirler yazıyorum
Mavi ve kırmızı
Mavi fırtına...
Cemal Çelik
24 Ağustos
0
Bize göç etmek düsüyor
New
Şimdi hep sarı duygular dolaşıyor şiirlerimde
İlk sözcüğü bulmaya koyuluyorum ilk dizeye
Sanki bir körfez deltası gibi, gri ipince
Uzanıyor önüme anıların kesik tümceleri.
Üstüme başıma siniyor güz kokusu
Günün dönmesini bekliyordum nicedir
Gökyüzü leylek göçleriyle dolu.
Pencereme vuruyor bulutlardan damlalar
Bir acı şarap tadında soluk alıp veriyor çiçekler
Bir iç çekişme ki sorma gitsin sardunyalar,
Duyuluyor Ağustos'un vesveseli kırıntıları
Çığlık çığlığadır derinden duyulan sesi.
Bir su damlası dokunuyor anlıma, bir ürperti
Sonra tütün'sonra duman kokuları geliyor
Güze açılan pencerelerden derince,
Son yaprakları savrulurken ağaçların
Kırmızı kadife bir şarabı yudumlamaya başlıyorum
Kimileyin ellerin gibi haylaz ve körpe.
Geride kalır kimileyin bazı şeyler
Geride kalır mavi masalların bıraktığı izler
Bırakıp gider,umutlar yarıda kalır
Mevsimler, yaşamak, bizi bırakıp gider aşklar
Bize arkadan bakmak kalır,
Yaz biter
Bize göç etmek düşer...