Bir köpüklü kahve içmenin tam zamanı şimdi
Dışarısı ayaz, dışarıda kar tıkırtıları pencerelere vuran
Beyaz bir kelebeği rüzgara bırakır gibi
Takla ata ata kayboluşları gibi
Başka başka şeylerden söz ediyorlar sanki
Kar taneleri.
Başkalaşıyor her yer, maviler soluk buz tutmuş,
Bembeyaz bir pencere kıyısı
Titreyen beyaz karanfiller, yasemenler,
Ah o boynu bükük kuşlar, ah o kuş gölgeleri
İçimde uçsuz bucaksız, altlarda bembeyaz ince bir sızı.
Az sonra;
Serçeler güvercinler konacak pencerelere
Öteki pencerelere kulaç atarak
Tedirgin ve ürkek gülüşlerle oynatarak kuyruklarını
Dibini gagalayacaklar ekmeğin, heyecanla susa susa.
Ah bir tutuşturabilsem pencere camlarını
Tutabilsem kuşları, ısıtabilsem koynumda kanatlarını.
Uykusuz sapa derinliklerden gelen
Lapa lapa yağan kardan büyümüş
Tepelerden kopup gelen bir çığ gibi yüreğim.
Kendi mumunu yakıyor, kar yangınlarında pencereler
Dar sokak aralarında, lekesiz bir gölge düşmüş yollara
Öğütülmüş sanki bulutlar, ufalanarak
Beyaz bir konfeti gibi,
Çırpınışları büyülü bir kristal
Sokak lambalarının ışığından süzülen.
Beyazların kıyılarında sızlanan arzular başkadır
Soluk soluğa tutuşmalar, titremeler
İçimizde yanan aşklar başkadır,
Büyüdükçe büyür gülüşler
Yokuşlar, yamaçlar, dağlar, kar yığınları deli dolu
Gece ateşinde ısınan
Gölgeleri damıtılan kar tanelerinin izleri başkadır.
Gün yüzüne çıkıyor çiçeği burnunda kardelenler
Dudaklarımda, içimdeki çoğalttığım duygular birden
Sustukça her şeyi söylüyor kar taneleri
Sallanıp duruyor dallarda ilmiklenmiş beyaz gölgeler
Aynalardan yansır gibi kırılmadan ışıkları
Bir şeyler söylüyor,
Ertesi günlere sarkar mı acaba
Gönlümüze akar mı, cilvesi eriyen kara örtülü bir sevda bilemem.
Neler mi geçti içimden
Serinliğinde yürümek var karda, sabahlara iz bırakarak,
Kuşlarla, karçiçekleri ile konuşurcasına
Bulutlara sokulup elif elif savrulurcasına
Aşkla yoğrulmak var
Karda uykuya dalan nilüferlerle yatarcasına...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder