Cemreler düşerken
Çığlık çığlığa derinden gelen
Bir ıslık sesi duyulur, bir iz, ücralardan
Bir ışık huzmesinden süzülen
İner döne döne gökyüzünden bir mavi kuş
Bir yıldız, bir çiçek,
Bir kelebek konar
Bırakır bir öpücük dudaklarımıza
Uyanır sessizlikler birden uykularından,
Tatlı ürpertilerle yüreğimiz.
Bir aşk doğar
Telaşlı gecelerin renginde köpüren
Sedefli dalgalarını avuçlar kıyılar,
Yakalarız işte o zaman, saklarız göğsümüzde
Serin dağların içinde akarak, çağlayanlar gibi.
Yaşamı, geciktirmeden.
Cemreler düşerken
Ciğerlerimize çekeriz yudum yudum aşkın soluğunu
İçimizi yakarcasına, solmadan umutlarımız
Artık oturmaz yerinde, sığmaz içimize yüreğimiz.
Cemreler düşerken
Uçarak, sadece kuşlar gibi uçarak
Yola çıkıp gideriz, rüzgarın tatlı esintilerinde
Konarız belki bir nazlı çiçeğin tomurcuklarına,
Ürkek ve çatlak dudaklarımızda
İşte o zaman başlar gülüşlerimiz.
Bazen uykulardayken sen
Yağmurlu duyguların sokağında,
Cemreler düşerken
Sadece bakmak yeter gökkuşağına
Düşlerine kaçmak istersin işte o an
İstersin, geçmiş zaman sevdalarına.
Cemreler düşerken
Sözcük bahçelerinden devşirilmiş
Şiirler savrulur rengarenk aşklara
Yudum yudum içeriz sevdayı avuçlayarak
Yakalarız güneşin doğuşunu şafaklarda
Uzanırız başak tarlaları gibi sonsuza.
Bir masal köyü olsa
Artık bitse bu mutsuzluklar,
İlk yazlara uzanan ellere uzansak
Çıkıp gelse, çoğalsa sonsuza kadar
Mutlu yaşantılar, katışsak hayata
Dolunayların doğma zamanlarında
Gümbür gümbür atsa kalplerimiz
Keşke, hep böyle olsa
Cemreler düşerken...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder