Bir düşü taşıyor zaman
Katman katman acıları yığarak
Bir çocuk ağlıyor içli içli
Dolaşmış uçurtmasının ipleri
Ucu hep kayıp
Daha eli sabaha değmemişken.
Ne gökyüzünü görüyor insan
Ne geldiği yeri nede toprağı,
Umursamıyor
Gökyüzünün yağmurlarını.
Kum ile oyalanıyor insan
Şehirler hep beton yığını,
Ormanlar yanıyor
Yuvalarını terk ediyor kuşlar
Umursamıyoruz.
Hırsımızın kurbanıyız
Duvar gibiyiz
Duymuyoruz doğanın çığlığını
İçimiz dışımız bomboş
Eğreti yaşıyoruz
Sevgiyi unutarak.
Gökkuşağı ile çizilen
Türkülü gökyüzü yok
Işıl ışıl bir baharın
Büyülü kapısı çalınmıyor artık.
İsimsiz bir zaman tünelindeyiz
İzleri belli belirsiz bir geleceğe
Açılıyoruz kıyısız bir menzile doğru,
Çöl bakışlı gözlerimiz
Irmakları uzak denizlere akıyor
Ulaşamadığımız,
Umursamıyoruz...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder