Güneşin battığı yerden gelen
Bezek bezek yaprakların koktuğu
Ilık rüzgarların estiği
Cemrelerin düştüğü ışıltılı zamanlarda
Ben çocukluğumu büyüttüm bu sokaklarda,
Sürgün bir yürekti o zamanlar aslında benimkisi
Kanatlanıp uçardım kuşlar gibi maviye
Kimi zaman bulutlara ulaşırdım menekşe mevsiminde
Kimi zaman en dibinde hüzünlerim ,
Yıldızlar toplardım parça parça avuçlarıma
Ta uzak düşlerden serperek içime.
Ne çok taşlı zaman yollarından geçtim
Ne çok ömür sığdırdım koynuna bu sokakların
Çok sır gizledim
Bitkin bir sevda bıraktım
Ne aşklar çürüttüm yollarında,
Efsunlu mor sümbüllü dağlarım oldu bazen
Çiçekli bir elbise
Bir demet gül ellerinde
Beni bekleyenim oldu gözyaşlarıyla.
Ne zaman yollarından geçsem şimdi
Onaramıyorum bir türlü yara almış düşlerim
Hala gözleri ıslakmıdır bilmem,
Çok uzun zaman geçti üzerinden
Hoşçakal derken ağlamıştı ardımdan,
Giderken
Menekşe kokulu gözlerine bakıp
Sarmaktı oysa yüreğime nefesini.
Şimdi zamanın yorgunluğu üzerimde
Ne yana baksam
Fısıldıyor kulağıma her dem bir anı
Ellerimi dokunduğum her yerde
Katar katar geçiyor içimden çocukluğum,
Tutup yüreğimden
Bırakıyorum usulca
İçimdeki şimdi ölü o çocuğu
Kimselerin bulamadığı bir yere saklıyorum,
Kazılı duruyor izleri
Kayalardaki en görkemli yerinde hala.
Tandır ekmeğinin buğusu gibi,
Bastığım bu sokaklar
Derin bir sessizliğe gömülüyor şimdi
Koynuna yatırdığım anıları
Bakir güzelliğini
Gül tomurcuklarının içindeymiş gibi
Uyutuyorum yüreğimde
Uyutuyorum yüreğimde
Uyutuyorum
Giderken...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder