28 Kasım 2020 Cumartesi

Uzak sular



Uzun yoklukları besliyor zaman, çocukları kucağında beleyerek  

İçimizin suları donuyor ,yoksul bir iniltinin ardında gizli  

Günahlarını eleyip süpürüyor bulanık ırmaklara  

Çağıl çağıl akan uzaklarda kaldı, öteki sular şimdi.  


Yaprak yaprak dökülen  dünlerde kalan bir sonbahar kaldı yüreğimizde  

Koyu gölgeler bırakıyor kör kuyularda zaman  

Kavrulmuş bir çölün sıcaklığı vurmuş yüzlere  

Geceler gömülüyor hüzünleri toplayarak yarınlara. 


Yalınkılıç dokunuşlarla eziliyor yürekleri

Damarları tıkanmış, kendi akışlarından bezgin nehirler gibi

Dibine tuz dökülmüş, son yaz güllerinin açmayan çiçekleri gibi

Gri acılarla devşirilmiş umutlar bekliyor çocukları. 


Alev alev yanan ay

Pırıl pırıl parlayan yıldızlar düşmüyor sulara,

Bir kutup yıldızının peşinden koşmak varken

Ardımızdan bakarak zaman

Kendi türküsünü söyleyerek, bizden kaçıyor uzaklara. 


Sağanak yağmurlarla gelen

Uzak suların rüzgarlarını özlüyor çocuklar

Dizili sevda ateşinin türküleri dillerinde

Hiçbir sözcüğü atlamadan

Sallayıp duruyorlar sandallarını

Sallayıp duruyorlar, gece gündüz demeden

Nar taneli, pembe gülücükler saçarak

El sallıyorlar yoksul bir iniltinin peşi sıra

Buğulu gözlerini silerek yıldızların

Son güz kuşlarının gölgesini bırakır gibi gidiyorlar

Gidiyorlar uzak denizlere doğru

Gidiyorlar uzak sulara 

Avuç içi kadar yüreklerini toplayarak...

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder