Elimi kanata kanata dikenler arasında arıyorum
Kırmızı güllerini koklayarak, umudu
Yüreğime ince ince dokunan ellerinde
Yasemenler gibi ışıldayan, tülünü araladığın gözlerinde.
Mavi göklerde bulutların oynaştığı gizemli derinliklerde
O sonsuz boşluğa bakan
İçimizdeki hangi ırmakların sesinde yankılanır umut bilmiyorum.
İçimde kaşıdığım yaraların kabuğu kanıyor, gittikçe büyüyen
Uzun geceler boyu yaslı ırmaklar gibi sürüp giden
Yoğuşmuş bir zerreydi koca dağları ufalayarak gelen sular
Tüm düşlerimin içinde mayalandıkça mayalanıyor, okşandıkça acılar.
İşte bu yüzdendir iki gözüm bu yüzden
Umudu anlat bana
İğde çiçeklerinin uyuyup soluduğu gecelerde
Geriye dönebilir miyiz söyle bana
Yitik umutları nasıl ararız bu taşlı yollarda
Umudu ölümsüz kılmak için ne yapabiliriz
O çıkmaz sokakların dibindeki gölgelerde.
Her sabah boşuna arıyorum, boşuna güneşin izlerini bulutlar arasında
Saçların ıslak, ellerin üşüyor, belli ki iki gözüm
Sancı olmuş göz kapaklarının ucunda, uykuya yatmış güneş
Yeni bir dil doğurmak gerek umuda, boy vermek bulutlara.
Dalgalara göğüs gererek ağır bir yük biniyor omuzlarımıza
Hadi nadasa gömelim gönülleri, aksak mevsimler kışa dönmeden
Koca bir hiçe çevrilen evreni yeniden yaratalım
Ötelerde kalsın yaşamla hüzün arasında vedalar
Umuda koşalım, umudu kucaklayalım hep birlikte.
Söyle, eskiyen yüreğimi kime taşıyayım
Kime taşıyayım çizgileri değişmiş, yüzümüzdeki, içimizdeki yalnızlıkları
Anlat bana iki gözüm
Son sözcüğünü yazmadan önce hayat, anlat
İnsanca yaşamak denen şeyin umut olduğunu anlat
Avuç avuç içmek, kanmak sonuna kadar buna
Bana umudu anlat...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder