Örselenmiş bir hayatın değirmeninde
Esmer buğdaylarını öğütüyorum zamanın
Acının sır perdelerini aralayıp
Dalgınlığın ırmaklarına dalıyorum pencerelerden.
Gökyüzü düşüyor gri yağmurlar bırakarak
Uç veriyor göğsümde gece çiçekleri
Harmanlıyor bulutlar avuçlarımızdaki hüznü
Denizler gibi köpürüp
Bir buz dağına çarpıyor yüreğim.
Yıldızları geceye bırakarak
Bir tünelden diğer tünele giriyorum
Kuşları, terk etmiş bahçelerin
Gece çiçeklerini suluyorum.
Döner durur yorgun ömrüm
Kırıldıkça budaklanan dalları,
Çarpıyor can evime,içimin yaralarına
Kıyısı çekilmiş denizlerimin
Sessiz fısıltılarla akan ırmaklarına...
Cemal Çelik
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder