9 Mart 2020 Pazartesi

Düş sofrası

Köpüklü dalgaların mavilerini sıyırdım
İçimin denizlerinden,
Gecenin ayazında
Buz dağına çarparken yüreğim
Düş sofrasına oturdum ümitsizce.
Şemsiyesi kırık
Fırtınalı yağmurlarda gezindim
Kendimi arıyordum sokaklarda
Ağır aksak adımlarla öksüz bir kedi gibi.
Göğsümdeki volkanlarla harmanladım güneşi
Elimle erittim gök kuşağını
Bütün renkleri soluksuz bırakarak,
Çok erken söndürdüm yıldızları bu gece.
Esiyor şimdi güz bahçelerinden
Boşlukta yabanıl bir yalnızlık
Düşüyor üzerime
Yaprak sarısında hüzünlü bir ayrılık.
Ey gözlerini özlediğim yar,
Dağları dolaştım bu gece senin için
Gece çiçeklerini sulayan yağmura ulaştım,
Suretini gördüm
Kekik kokulu ellerini hissettim
Baharı gördüm,
Teninin ırmaklarına dokunan
Düşlerimin çağlayanlarında eridim bu gece
Sonra;
Yavaş yavaş çıktım kendimden
Buldum kendimi uyanırken
Bir ceviz ağacı gölgesinde...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder