Öyle bir geçer zaman ki
Hayallerle, düşlerle,
Özlemlerle, sevinçlerle
Hüzün ve kederlerle
Umut ettiğimiz bekleyişlerle geçer
Hoşçakal diyemeden bize.
Bir dünya umuda sarılırız
Bizim sandiğımız zamana sıkı skıya
Oysa uzaklarda kalır tadı
Bir sigara içimi gibi
Avuç içi kadar mutluluklarla
Öyle bir geçer zaman ki
Ayışığı gölgesinde
Kum ve köpükler arasında avuntularla,
Oysa,
Bir tutam maviydi hayallerimiz
Hayatın giden tadına varmaktı düşlerimiz
Bir sabah
Bir gökyüzü, bir avuç denizdi
Göreceğimiz.
Öyle bir geçer zaman ki,
Ruhlar çekilir
Yenik düşlerin yastığına gömülerek
Karayel gibi vurur yüzümüze
Karabasanlar gibi uykularda
Bir hançer gibi saplanır
Zaman yüreğimize,
Bakarsın birgün
Birbaşına yalnızlığınla tanışırsın
Yıllar sonra,
Silinir izlerin sokaklardan
Hiçliğin kalır kaldırımlarda.
Öyle bir geçer zaman ki
İçindeki çığlığı duymadan
Suları tutuşur yüreğimizin
Ciğerimize çekeriz soluğunu
İçimize yakarcasına zamanın
Yola çıkar gideriz
Bir rüzgarın sert esintilerine kapılarak.
Öyle bir geçer zaman ki
Ürkek ve çatlak dudaklarımızda kalır
Uzun ve gölgeli aşkların tatları
Göz yaşlarıyla karışık.
Kaç orman sökülür yüreklerden bilinmez
Sancılara dalarak
Kaç dikenle, delme yarışına gireriz
Artık kabuk tutmaz olur içimizdeki yaralar
Ritmini tırpanlar gibi sanki yüreğimizin.
Öyle bir geçer zaman ki
Zamanın eli değer bir gece yüzümüze
Kırılıp dökülür aynalar,
Artık geri veremezsin aldıklarını
Kimbilir neler hissedersin
Kim bilir,
Islanır gözlerin
Islanır gözyaşların...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder