Şafak yağmurlarının serin sesiyle
Uykusuz düşen düşlerle boğuşarak
Bir yolcuyu bekler gibi bakıyorum uzaklara,
Gelirsin diye seni
Dayanamıyorum
Yokluğunda,
Yüreğim yangın yeri.
Buharlaşıveriyor uykularım
Bir gecenin kuytu cebinde,
Bir şehrin ortasında kaybolup
Izini sürüyorum körkütük
Deli taylar gibi,
Sen yoksun yanımda
Yıldızlar topluyorum
Gökyüzünden
Karanlığı yırtarcasına,
Yüreğime düşüyorsun
Kaybolup gidesim geliyor
Yaralarımla usulca.
Bu gece ,
Yokluğunun rengi simsiyah
Özlemek
Eski bir şarkı sanki, seni şimdi
Yokluğunda dinlemek gibi,
Sana ben mecburum gibi
Seni yaşamak gibi
Nefesimde.
Öyle uzar gider yüreğimden yüreğine
Kanayan yaralarımdan derin ırmaklar
Yüreğimden saplı bir hançer
Çekilir,
Damarlarımdaki kan saçaklarındaki buz gibi.
Değdirir gibiyim göğsümü ateşe
İçimdeki yankılarını terketmiş sesin
Sıcaklığını düşlüyorum yıldızların altında
Gülüşünü
Yüreğimle kucaklayışımı seni.
Özlüyorum
Yokluğunda,
Yüreğim yangın yeri...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder