Gün gelir
Tamamen çekilmez olur bu dünya
Sevginin kardeşliğin,
Sesi kısılır türkülerimizin, şarkılarımızın
Bir kokuşmuş düzenin kara perdeleri aralanır birden
Dökülür yüreğimize köz
Kendi ateşini kavuran
Buz tutmuş düşler buharlaşır, yanık kokar uykular.
Gün gelir
Siyah örtüler düşüverir tenlerimize
Kader diye teslimiyeti alnımıza sıvıyarak
Zehir zıkkım olur hayat
Sabah uykularında bize.
Kollarımızda paslı çelik kelepçeler
Ayağımızda pırangalar
Yüreğimizden yüreğimize yolladığımız
Nefretin kirli suları yürür
Sevgi yerine damarlarımıza.
Bir gün mutlaka
Süzülür derinliklerden kaynayan bir isyan
Değişmenin ruhunu, şiirlerini doğurur zamanlar,
Alınlardan süzülen terlerle
Ilık rüzgarlar sarar yerküreyi
Hoş kokulu serin yeller vurur
Yaşamın yankılandığı yerden yüzümüze.
Alevler sızmakta bak
Çocukların gözlerinin dibinden
Korlaşmakta gözyaşları, dokunamazsın parmaklarınla
Kütleşiyor içini dışını saran isyanlar
Savurur ateş fırtınalarını kıvrıla kıvrıla
Sulara salar,
Uykudan uyanır güneşin kristalleri.
Bir gün mutlaka
Geçmiş zaman tohumlarından kopup gelen
Çoğalacak düşler, yarınların bozkırlarında
Bir başka ırmak akacak damarlarımızdan
Okyanuslara.
Bir defne dalını tutan
Sıkılır o son gecelerin yumruğu
Yudum yudum,
Güneşi içme vakti gelir bir gün mutlaka,
Tüketme umudunu çocuk
Ancak seninle yırtabiliriz
Bu kokuşmuş düzenin kara perdelerini
Sen kaldırabilirsin ancak gecenin kepenklerini.
Taze tut göğüs kafesindeki güneşi
Yüreğindeki kabaran o körpe tomurcuğun sesini duy
Suya düşen güneşin tınısını duy
Elele tutuşun ılık ve serince,acılardan sıyrılarak
Korkmayın,
Bir gün mutlaka gülecek yüzünüz
Bir gün mutlaka
Yarınlar çok güzel olacak çocuklar
Çok güzel olacak
Çok güzel
Çok...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder