Hazan vardı, Eylül sızısı yapraklar
Bir çığlık şimdi bir haykırış
Sağılmamış sancılarda yüreğim.
Rüzgar asice vuruyor, bir poyraz,bir karayel
Issız yüreğimin düştüğü kör kuyularda,
İçime boşalıyor sinsice zehirli ırmakları
An an gidip geliyor,ışıklarıyla kaybolan güneş.
Çekik gözlü bir zaman
Flu bir resim, yorgun pencereler,
Gözlerim kalıyor, uzakta maviler
Hüzünlü bir orman içimde
Çırpınıp duruyor kendince
Gözlerimden içime akan
Aşkın sıcak suları.
Yanıyor göğüs kafesim şimdi çığlık çığlığa
Avuçlarımda ürkek dilli serçeler
Getiriyorlar sonbaharın ayak izlerini.
Çağırıyor yağmurlar akşamın rüzgarlarıyla
Siyah saçlarıyla hüzünlü bulutları
Uzak denizlere taşıyor çöl bakışlı kuşları.
Islak saçlı gardenyalar
Zamansız dökülüyor
Mor saçaklı uçlarından.
Akşamın içinden geçen gölgeler
Hüznü taşıyor sessizce içime,
Bütün zifiri karanlıklar,
Akıyor habersizce göğsümün avlusuna
Bir yağmur,bir fırtına
Bir Eylül sancısını...