11 Mayıs 2021 Salı

Yarınsız Zamanlar



Yasaksız zamanların çiçekleri ellerimde

Yasaklı zamanlara geldim, mevsimsiz,

Açıldı kederli yolların ağdalı kapıları,

Mavi bir atlastı gördüğüm

Karanlıklar arasında üşüyen

Soluk bir hayat kokusu 

Avuçlarımda hissettiğim

Seyreltilmiş sularda, derinliksiz bir hayat.  


Yüreğimde mıhlanmış inleyen ağıtlar var şimdi

Göğe serpilen duman duman kederler var

Kimseler umursamıyor

Solan güllerin bahçeleri bir yangın yeri

Alev alev acılarla mayalanıyor zaman, vicdanlar donmuş. 


Eksik birşeyler var içimde 

Çekiyor beni içine

Seslerini duydum birden

Derrme çatma bir sevdanın yaralı kuşlarının. 


Dokunsam  yıkılacak

Zembereği boşalmış yarınsız zamanların,

O simsiyah yalan gülüşlerin ardından

Sanki çıkacak tül perçemli soluk bir yüz ortalığa utanmadan


Oysa;

Geçmiş zamanların,

Güneşi koynunda serinleten/ eriten

O gizemli uğultulu vadilerinin

Billur gibi akan suyu gibiydim,

Biraz yıldız, biraz ay ışıltılı bahçelerde

Şen şakrak oynayan çocuk gibiydim


Harmanlanıp duruyor şimdi ömrüm

Sonsuzluğun ellerinde ruhum

Usulca uzaklaşıyorum kıyılardan

Ucube karanlıklara açılan kapılardan

İnce uzun bir yola giriyorum

Yarınsız zamanların patikalarına.  


Ardımca ne çok salmışım kendimi meğer

Bu sulara,

Cam kesiği gibi ellerim hala kanamakta

Ruhsuz zamanların ince uçlu mızrağında,

İrkiliyor yüreğim,

Şımarık fırtınalarda

Savrulup duruyor ruhum yıldızlara,

Sarıyorum ömrümü

Yarınsız zamanlara...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder