16 Mayıs 2021 Pazar

Tutunamayanlar



Güneş ve ay gökyüzünde  

Yankılanan bir ses var avaz avaz  

Dünyanın gökkubbesinde, 

Sen görmedin yaşanmış günlerin kanayan yaralarını hala  

Hayatı  teğellemek kırık bir dala, yeniden güne  

Delik deşik bir çarpıntıyı hissetmedin, göğsünde acısını  

Tutunamayanların.  


Derme çatma sırsız aynalarda tütsüyor hayatlar

Acılar kucaklamakta, içten sıcak gülüşlerei,

Günbegün eksilen bir deniz yüreklerde

Ateşten bir gömlek giydiklerimiz. 


Yana yakıla devrilen hayatlar var, soğumuş acılardan

Zamanın salıncağında salınan hayatlar

Gecelerle konuşup duruyor günü görmeden

Tutunamayanlar.  


Hüzün ve aşk kurşun gibi, omuzlarında taşıdıkları

Usulca uzaklaşmakta sevdaları kıyılardan yavaş yavaş

Bir hüzün okyanusuna karışmakta

Savrulup birden dibe vurur 

Tutunamayanların hayatları. 


Koynunda güneşi bile taşısalar, bize sunulan bahçelerden

Yağmurun yüzünü öpüp koklasalar

Küşanır ağulu türküsünü dudakları

Açar zakkumlar bir taraftan, bir taraftan sardunyalar,

Oysa kentin sokaklarına, aynı yağan yağmurlar. 


Bir dönme dolap gibi bir iner bir çıkarlar

Hayat sahnesinden çekilirken tutunamayanlar

Cebelleşip dururlar yalpalayan teknelerde

Yankısız hayatlar gelir gidenlerin yerine. 


Son yıldızı parlarken gökyüzünün

İrkiliyor yüreklerinde hüznün garip çiçekleri

Çılgın bir suyun akışına bırakırlar kendilerini,

Sekerek uzaklaşırlar ince uzun patikalardan

Sarmadan yaşamın ipliğini

Tutunamayanlar.  


Ey ömrüm;

Nedir bu anlamsız ayağımıza takılan pırangalar

Dünyanın boğazını sıkan, bu ayrıcalıklar niye

Bir siyah gölge canlanıp duruyor, tam bahar geldi derken,

Bak,

Tensel kokuları, süzülen rüzgarların harında hala kavrulmakta

Tutunamayanların ruhları...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder