Kim serpiştirdi yüzüne bu hüzün tohumlarını
Çözemiyorsun galiba bu olan bitenleri
Bu şafak yangınlarında
Çok üşüyorsun, buz gibi ayak tabanların biliyorum
Bir türlü ulaşamadığın yolların ötesinde ne var
Bahara uzanan ellerin, umutların kırılgan
Oysa mavi kristal gülüşlerle ışığa boğulmalı gözlerin.
Gülümse biraz bu şiir sana bakıyor, yüzüne.
Ay batacak birazdan, bana başka şeylerden bahset
Mesela;
Aşktan, kuşlardan, mevsimlerden menekşelerden bahset öbek öbek
Ne sayarsan say işte,
Ama sevgiden bahset
Güneş açar elbet.
Yakında cemreler düşer
Bahar mutlaka gelir
Gözlerinde bir parıltı
O, akşamlardan kalma gibi deli dolu
Alaz alaz
Şarabi uykusuzluklar başlar
Dolaşır serin bir ıslaklık sol yanında,
Birden havalanır kuşlar
Bir anda uykusundan uyanır
Yağmurlar ıslatarak,
Yeşil kanar toprak
Yeşil kanar ağaçlar.
Biliyorum sana hiç söylenmemiş olsun
Varsın bozkır yeşil kokularına hasret kalsın
Yıkılsın varsın olsun gök kubbe
Bu yıkıntılar arasındaki boşlulardan
Bahar mutlaka çıkar gelir bir gün aniden
Pırıl pırıl parlar, alev alev yanar pencere camları
Hadi, durma aç pencereleri
Serince rüzgarlar oyalasın tül perdeleri
Yüzünü okşasın, bulutu öper gibi öpsün dudaklarını,
Öyle çağıldar, öyle köpüklenir ki nehirler
Başkalaşır kulağına çarpan o yanık türküler
Şiirler dökülür soluğundan
Damağında öyle kazılı durur ki
Dudaklarında söylenen o şarkı, durmadan.
Bir iki kadeh yudumlayalım gel, kırılmadan
Uykularımızı yitirelim ocak başlarında
Körkütük sevmeler geçsin içimizden
Geçip gidelim, ıslak, ferah el ele ötelere
Özlemini özlediğin o yanlızlıkları silelim birlikte bu akşam
Çoğaltalım şiirleri, şafağın ışığı sinerken ten' e
Yum gözlerini, içinde sarmalanan hüzünleri bitir
Kokusu sinmekte ortalığa, sol yanında beslediğin karanfillerin,
İnan bana
Bahar mutlaka gelir bir gün
Had, hadi
Kapat gözlerini,
O gözkapaklarının altında vızıldasın
O özlediğin baharın sesi...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder